Translation of "Sensitive" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Sensitive" in a sentence and their turkish translations:

We're sensitive.

Biz duyarlıyız.

You're sensitive.

Sen duyarlısın.

I'm sensitive.

Ben duyarlıyım.

sensitive to women,

Bilirsiniz işte kadınlara karşı duyarlı

Tom was sensitive.

Tom duyarlıydı.

This is sensitive.

Bu duyarlı.

Women are sensitive.

Kadınlar duyarlıdır.

Just be sensitive.

Sadece duyarlı ol.

Tom is sensitive.

Tom duyarlı.

It's very sensitive.

O çok duyarlı.

He is too sensitive.

O, çok duyarlıdır.

He is very sensitive.

O çok duyarlıdır.

Tom is very sensitive.

Tom çok duyarlı.

That is sensitive apparatus.

Bu hassas aygıttır.

Tom was very sensitive.

Tom çok duyarlıydı.

I have sensitive skin.

Hassas bir cildim var.

The question is sensitive.

Bu hassas bir soru.

Don't be so sensitive.

- O kadar hassas olma.
- O kadar alıngan olma.

- I am very sensitive to heat.
- I'm very sensitive to heat.

Isıya karşı çok duyarlıyım.

His antennae are so sensitive,

Antenleri o kadar hassas ki

Sensitive paws become a trap...

Hassas pençeleri tuzağa dönüşür.

He is sensitive to criticism.

O eleştiriye duyarlıdır.

Tom is polite and sensitive.

Tom kibar ve duyarlıdır.

Tom is sensitive, isn't he?

Tom duyarlı, değil mi?

I have very sensitive skin.

Çok duyarlı bir cildim var.

I have a sensitive skin.

Benim hassas bir cildim var.

Horses are very sensitive animals.

Atlar çok hisli hayvanlardır.

Passwords are usually case sensitive.

Parolalar genellikle küçük harfe duyarlıdırlar.

This is a sensitive issue.

Bu hassas bir konu.

Tom is a sensitive child.

Tom hassas bir çocuk.

You are sensitive about lectures.

Konferanslar hakkında hassassın.

Eyes sensitive to the faintest light...

En ufak ışığa karşı bile hassas gözleri...

A lot of people are sensitive

Bir çok insan duyarlı tabi

You are too sensitive to criticism.

Eleştiremeyecek kadar çok duyarlısın.

You are too sensitive to noise.

Sen gürültüye çok duyarlısın.

Ayako's skin is sensitive to chemicals.

Ayako'nun cildi kimyasallara karşı hassastır.

I steered clear of sensitive topics.

Hassas konulardan kaçındım.

The director is sensitive to criticism.

Yönetici eleştiriye duyarlıdır.

Don't be so sensitive to criticism.

Eleştiriye karşı çok duyarlı olma.

She is sensitive to the heat.

O, ısıya duyarlıdır.

She is sensitive about her looks.

Görünüşü hakkında duyarlıdır.

Tom is a very sensitive person.

Tom çok duyarlı bir kişidir.

He is very sensitive to criticism.

Eleştiriye çok duyarlı.

She is very sensitive to criticism.

Eleştiriye karşı çok duyarlıdır.

Musicians are usually sensitive to criticism.

Müzisyenler genellikle eleştiriye duyarlıdır.

A dog's nose is very sensitive.

Bir köpeğin burnu çok duyarlıdır.

Tom is very sensitive to cold.

Tom soğuğa karşı çok hassastır.

Most writers are sensitive to criticism.

Çoğu yazar eleştirilere karşı hassastır.

The mucous membrane is very sensitive.

Mukoza zarı çok hassastır.

Tom is a highly sensitive person.

Tom son derece duyarlı biridir.

He is very sensitive to cold.

O, soğuğa karşı çok duyarlıdır.

A dog is sensitive to smell.

Bir köpek kokuya duyarlıdır.

- Tom knows this is a sensitive issue.
- Tom knows that this is a sensitive issue.

Tom bunun hassas bir konu olduğunu biliyor.

- I know this is a sensitive issue.
- I know that this is a sensitive issue.

Bunun hassas bir mesele olduğunu biliyorum.

Where sensitive people don't need superhero capes,

giymek zorunda kalmadıkları hepimizin girebileceği,

She is exceedingly sensitive to the cold.

O, soğuğa aşırı duyarlıdır.

I am a sensitive person, you know.

Duygulu bir kimseyim, bilirsin.

I am very sensitive to the cold.

Soğuğa karşı çok hassasım.

Weight problem is very sensitive among women.

Kilo problemi kadınlar arasında çok hassastır.

I'm a very sensitive and emotional person.

Ben çok hassas ve duygusal bir insanım.

My eyes are very sensitive to light.

- Benim gözlerim ışığa çok hassas.
- Gözlerim ışığa çok duyarlıdır.

- He is very sensitive.
- She's very impressionable.

O çok duyarlıdır.

Variable names in C are case sensitive.

C'deki değişken isimler büyük küçük harfe duyarlıdır.

You're a very sensitive guy, aren't you?

Çok duyarlı bir adamsın, değil mi?

Cats' eyes are very sensitive to light.

- Kedilerin gözleri ışığa karşı çok duyarlıdır.
- Kedilerin gözleri ışığa çok duyarlıdır.

He's really sensitive to heat and I'm sensitive to the cold. What should we do about our bedroom?

O gerçekten ısıya duyarlı ve ben soğuğa duyarlıyım. Yatak odamız hakkında ne yapmalıyız?

Dolphin eyes are highly sensitive to blue light.

Yunusların gözleri mavi ışığa aşırı hassastır.

He's loving, he's kind, he's sensitive, he's nurturing,

İyidir, kibardır, hassastır ve korumacıdır,

Man's skin is very sensitive to temperature changes.

- İnsan derisi hava sıcaklığı değişimlerine karşı oldukça duyarlıdır.
- Cildimiz ortam sıcaklığındaki dalgalanmalardan kolaylıkla etkilenebilir.

The customer's complaint was about a sensitive issue.

Müşterilerin şikayetleri hassas bir konuyla ilgiliydi.

Slavery is still a sensitive subject around here.

Kölelik hâlâ burada hassas bir konudur.

Tom is sensitive to the cold, isn't he?

Tom soğuğa karşı duyarlı, değil mi?

I'm trying to be sensitive to your needs.

Senin ihtiyaçlarına duyarlı olmaya çalışıyorum.

Tom is very sensitive to other people's moods.

Tom diğer insanların ruh hallerine çok duyarlıdır.

Genitals are more sensitive than most other organs.

Cinsel organlar, diğer çoğu organdan daha duyarlıdırlar.

She is a shy, insecure, overly sensitive girl.

O utangaç, güvensiz, aşırı duyarlı bir kız.

You know, I'm very sensitive about this topic.

Bu konuda çok hassasımdır bilirsin.

- That's a sensitive issue.
- That's a sore subject.

Bu hassas bir konudur.

A child is very sensitive to its mother's love.

Bir çocuk annesinin sevgisine karşı çok hassastır.

Tom was a sensitive child and he cried easily.

Tom duygusal bir çocuktu ve kolayca ağladı.

Mary is sensitive to light, so she wears sunglasses.

Mary ışığa karşı duyarlı olduğundan güneş gözlüğü takıyor.

The glans of the penis is generally very sensitive.

Penis başı genellikle çok duyarlıdır.

Mr. Harrison was very sensitive about his bald head.

Bay Harrison kel kafası konusunda çok hassastı.

I got angry, because I am sensitive to this subject.

Sinirlendim, çünkü hassasım bu konuda.

If we clone this light-sensitive part of the algae

Eğer algin bu ışığa duyarlı kısmını klonlarsak

Packed with nerve endings and blood vessels, it's exceptionally sensitive.

Sinir uçları ve kan damarlarıyla dolu olduğundan son derece hassastır.

And with sensitive whiskers, they can hunt through the night.

Hassas bıyıkları sayesinde geceleri de avlanabiliyorlar.

If you don't want to experience this, please be sensitive.

Bunu yaşamak istemiyorsanız lütfen duyarlı olalım lütfen

I'm very sensitive to cold. May I have another blanket?

Ben soğuğa karşı çok duyarlıyım. Bir battaniye daha alabilir miyim?

This letter contains sensitive information that may offend some people.

Bu mektup, bazı insanlar gücendirecek hassas bilgiler içermektedir.

The clitoris is the most sensitive organ of a woman.

Bir kadının en duyarlı organı klitoristir.

Brain cells are particularly sensitive to a loss of oxygen.

Beyin hücreleri oksijen kaybına karşı özellikle duyarlıdır.

The hacker gained access to sensitive files in the company's database.

Hacker şirketin veri tabanında bulunan hassas dosyalara erişimi kazandı.

I'm really sensitive towards the cold. Could I get another quilt?

Ben soğuğa karşı gerçekten duyarlıyım. Bir yorgan daha alabilir miyim?

A hacker gained access to sensitive files in the company's database.

Bir bilgisayar korsanı, şirketin veritabanındaki hassas dosyalara erişebildi.

And now I'm going to say something which is very, very sensitive,

Ve şimdi çok, çok hassas bir şey söyleyeceğim,

Higher up, a heat-sensitive camera reveals another hunter hiding in the darkness.

Isıya duyarlı kamera daha yükseklerde, karanlıkta saklanan bir başka avcıyı ortaya çıkarıyor.