Translation of "Express" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Express" in a sentence and their turkish translations:

Words express thoughts.

Kelimeler düşünceleri ifade eder.

Express your ideas.

Fikirlerinizi ifade edin.

Express your idea concretely.

Fikrinizi somut bir biçimde ifade edin.

Is this an express?

Bu bir özel ulak mıdır?

Express your idea clearly.

Fikrini açıkça ifade et.

Words cannot express it.

- Kelimeler bunu ifade edemez.
- Sözcükler bunu ifade edemez.

Are there any express trains?

Hiç ekspres tren var mı?

We express thought with language.

Dil ile fikir ifade ederiz.

Might I express my opinion?

Görüşümü ifade edebilir miyim?

I can't express my feelings.

Ben duygularımı ifade edemem.

Do you take American Express?

American Express kabul ediyor musunuz?

How much is the express?

Ekspress ne kadar?

So you can express it.

Yani bunu ifade edebiliyorsun.

You should express your opinion.

Görüşünü ifade etmelisin.

Words can't express my appreciation.

Sözler benim takdirimi ifade edemez.

Words can't express our gratitude.

Sözcükler minnettarlığımızı ifade edemez.

Tom doesn't express himself well.

Tom kendini iyi ifade etmez.

Express yourself as you please!

İstediğiniz gibi kendinizi ifade edin.

Will you express this letter?

Bu mektubu ekspres olarak postalar mısınız?

Let's take the Intercity-Express.

Şehirlerarası -Express alalım.

How did you express disagreement?

Anlaşmazlığı nasıl ifade ettiniz?

Tom didn't express any anger.

Tom hiçbir öfke göstermedi.

Sami learned to express himself.

Sami kendini ifade etmeyi öğrendi.

Express yourself however you can.

Kendini dilediğin gibi ifade edebilirsin.

- Express yourself as clearly as you can.
- Express yourself as clearly as possible.

Mümkün olduğu kadar açıkça kendini ifade et.

- I write to express my discontent.
- I'm writing in order to express my discontent.

Hoşnutsuzluğumu ifade etmek için yazıyorum.

I'd like to express my gratitude.

Minnettarlığımı ifade etmek istiyorum.

Please feel free to express yourself.

Lütfen kendinizi ifade etmekten çekinmeyin.

Where is nearest American Express office?

En yakın American Express ofisi nerede?

Please send it by express mail.

Lütfen ekspres posta ile gönderin.

Do you also take American Express?

- American Express de kabul ediyor musunuz?
- American Express de kabul ediyor musun?

Do you also accept American Express?

- American Express de kabul ediyor musunuz?
- American Express kabul ediyor musun?

We often express our emotions nonverbally.

Genelde duygularımızı söz kullanmaksızın ifade ederiz.

You can't express that in words.

Bunu kelimelerle ifade edemezsin.

Please send this by Federal Express.

Lütfen bunu Federal Express'le gönderin.

I don't always express myself well.

Her zaman kendimi iyi ifade etmiyorum.

I write to express my discontent.

Hoşnutsuzluğumu ifade etmek için yazıyorum.

Sami wanted to express his pain.

Sami acısını ifade etmek istiyordu.

The express arrives at 6:30 p.m.

Ekspres akşam 6:30'da varır.

A frown may express anger or displeasure.

Kaş çatma öfke ya da hoşnutsuzluk ifade edebilir.

I am writing to express my dissatisfaction.

Memnuniyetsizliğimi ifade etmek için yazıyorum.

I didn't know how to express myself.

Kendimi nasıl ifade edeceğimi bilmiyordum.

He didn't know how to express himself.

Kendini nasıl ifade edeceğini bilmiyordu.

Tom struggled to express how he felt.

Tom nasıl hissettiğini ifade etmek için çabaladı.

Express yourself as clearly as you can.

Elinizden geldiği kadar kendinizi açık biçimde ifade edin.

You can express the sentence this way.

Cümleyi bu şekilde ifade edebilirsin.

No words can express her deep sorrow.

Kelimeler acısını ifade etmede yetersiz kalır.

I just wanted to express my condolences.

- Sadece taziyelerimi idafe etmek istedim.
- Sadece taziyelerimi ifade etmek istedim.

I can't express how grateful I am.

Ne kadar minnettar olduğumu ifade edemem.

"Have to" is used to express obligation.

"Have to" zorunluluk ifade etmek için kullanılır.

Only the human face can express feelings.

Sadece insan yüzü duyguları ifade edebilir.

I wish I could express myself better.

Keşke kendimi daha iyi ifade edebilsem.

I don't express myself well in words.

Ben kendimi sözlü olarak iyi ifade edemiyorum.

This limited express is bound for Sendai.

Bu sınırlı ekspres Sendai'ye gider.

The Pony Express lasted only 18 months.

Pony Express sadece 18 ay sürdü.

Tom had no chance to express himself.

Tom'un kendini ifade etme fırsatı yoktu.

Tom couldn't find words to express himself.

Tom kendini ifade edecek kelimeleri bulamadı.

I can't express how sorry I am.

Ne kadar üzgün olduğumu anlatamam.

- Deeply moved, he tried to express his thanks.
- Being deeply thankful, he tried to express his thanks.

Derinden minnettar olduğu için, teşekkürlerini ifade etmeye çalıştı.

They seemed somehow to express his entire personality

Bir şekilde karakterini tam anlamıyla ifade ediyor gibiydiler

I can't express myself in English very well.

- İngilizcede kendimi çok iyi ifade edemem.
- İngilizcede kendimi çok iyi ifade edemiyorum.

Words cannot express the beauty of the scene.

Kelimeler manzaranın güzelliğini ifade edemez.

I have the right to express my opinion.

Fikrimi ifade etme hakkına sahibim.

We express our thoughts by means of languages.

Biz düşüncelerimizi diller vasıtasıyla ifade ederiz.

We can't do that without Tom's express permission.

Onu Tom'un açık izni olmadan yapamayız.

I can't express myself in French very well.

Kendimi Fransızcada çok iyi ifade edemiyorum.

I don't know how to express my thanks.

Ben teşekkürlerimi nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum.

Have you ridden on an express train lately?

Son zamanlarda bir ekspres trene bindin mi?

No words can express how amazing you are.

Senin nasıl harika olduğunu anlatmaya kelimeler yetmez.

I don't know how to express my gratitude.

Minnettarlığımı nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum.

Tom didn't know how to express himself well.

Tom kendini nasıl iyi ifade edeceğini bilmiyordu.

Tom called on Mary to express his sympathy.

Tom sempatisini ifade etmek için Mary'yi aradı.

Everyone should be able to express their opinion.

Herkes fikrini ifade edebilmeli.

Tom doesn't know how to express his feelings.

Tom duygularını nasıl ifade edeceğini bilmiyor.

Tom couldn't find the words to express himself.

Tom kendini ifade edecek sözler bulamadı.

I have the right to express my opinion!

- Düşüncemi ifade etme hakkım var!
- Düşüncemi ifade etme hakkına sahibim!

- Love is a bizarre feeling that you cannot express in words.
- Love is a bizarre feeling you can't express in words.
- Love is a bizarre feeling that you can't express in words.

Aşk kelimelerle ifade edemeyeceğin tuhaf bir duygudur.

Well, I would be allowed to express my anger.

Öfkemi ifade etmeme izin verilirdi.

You must also express your thoughts in the comments

sizde mutlaka düşüncelerinizi yorumlarda belirtin

Tom was at a loss how to express himself.

Tom kendini nasıl ifade edeceğini bilemiyordu.

I cannot express enough the importance of grammatical accuracy.

- Gramer doğruluğunun önemini yeterince ifade edemem.
- Dili doğru kullanmanın önemini ne kadar anlatsam azdır.

I want to express my appreciation for your help.

Yardımınızla ilgili minnettarlığımı ifade etmek istiyorum.

She doesn't want to express an opinion about him.

Onun hakkında görüş bildirmek istemiyor.

I find it difficult to express myself in French.

Kendimi Fransızca ifade etmeyi zor buluyorum.

I would like to express my gratitude to her.

Ona minnettarlığımı ifade etmek isterim.

It's hard for me to express ideas through words.

Benim için düşünceleri sözcükler aracılığıyla ifade etmek zordur.

The express train from Paris arrives at ten o'clock.

Paristen gelen ekspres tren saat onda varır.

Tom wanted to express his love to Mary physically.

Tom Mary için aşkını fiziksel olarak ifade etmek istedi.

I wish I could express myself better in French.

Keşke kendimi Fransızca daha iyi ifade edebilsem.

I have the right to express my own opinions.

- Kendi düşüncelerimi ifade etme hakkına sahibim.
- Kendi düşüncelerimi ifade etme hakkım var.

It's difficult for me to express myself in French.

Kendimi Fransızca olarak ifade etmem zor.

They're opening a new express lane at the supermarket.

Süpermarkette yeni bir ekspres kasa açıyorlar.

As a female, you express anger in a business meeting,

Bir kadın olarak, bir iş toplantısında öfkenizi dile getirdiğinizde

The express train is an hour faster than the local.

Ekspres tren yerelden bir saat daha hızlıdır.

You must hurry up, or you will miss the express.

Acele etmelisin yoksa ekspresi kaçıracaksın.

I can't express how happy I was at that time.

O anda ne kadar mutlu olduğumu ifade edemem.

I cannot express how happy I was at the news.

Habere ne kadar mutlu olduğumu ifade edemem.