Examples of using "Ensuring" in a sentence and their turkish translations:
Mavi hayalet gösterisinin seneye de gerçekleşmesini garanti ediyor.
diğer toplumların haklarını ihlal etmeyi garanti eden ceza hukuku sistemi
yanı sıra ordu yönetiminin her yönü; verimli hareket ve tedarik sağlamak;
Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.