Translation of "Enables" in Turkish

0.045 sec.

Examples of using "Enables" in a sentence and their turkish translations:

Similarly, face surveillance enables a centralized authority --

Benzer şekilde, yüz gözetimi, merkezî bir otoriteye --

His salary enables him to live in comfort.

Maaşı onun konfor içinde yaşamasını sağlar.

The law enables us to receive an annuity.

Yasalar emekli olmamıza olanak sağlıyor.

The mentality that enables such violence is the same.

ve bu ideolojiler çok benzerdir.

My new car enables me to go anywhere, anytime.

Benim yeni arabam her zaman herhangi bir yere gitmeme olanak sağlamaktadır.

The new contract enables us to demand whatever we want.

Yeni sözleşme, istediğimiz her şeyi talep etmemizi sağlıyor.

Her large income enables her to go to Paris every year.

Onun büyük geliri onun her yıl Paris'e gitmesini sağlıyor.

Because of the fantastic things it enables you to do with light.

çünkü ışıkla inanılmaz şeyler yapmanızı sağlıyor.

The new subway enables me to get to school in 20 minutes.

Yeni metro 20 dakika içinde okula gitmemi sağlamaktadır.

The property left him by his father enables him to live in comfort.

Babası tarafından ona bırakılan servet onun rahat bir şekilde yaşamasını sağlar.

- His large income enables him to travel abroad every year.
- His large income makes it possible for him to travel overseas every year.

Onun büyük geliri ona her yıl yurt dışında seyahat etmesini mümkün kılıyor.