Translation of "Surveillance" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Surveillance" in a sentence and their turkish translations:

- We had you under surveillance.
- We had them under surveillance.

Biz seni nezaret altına aldık.

Tom is under surveillance.

Tom gözetim altında.

We were under constant surveillance.

Biz sürekli gözetim altında idik.

Tom is still under surveillance.

Tom hâlâ gözetim altında.

We had them under surveillance.

Biz onları nezaret altına aldık.

Tom installed a surveillance camera.

Tom bir güvenlik kamerası kurdu.

We had him under surveillance.

Biz onu nezaret altına aldık.

We had her under surveillance.

Onu gözetim altında tuttuk.

We had you under surveillance.

Biz seni nezaret altına aldık.

And yet, these tools of surveillance

Yine de bu gözetim araçları,

Little escapes the tarantula's surveillance system.

Tarantulanın gözetleme düzeneğinden pek bir şey kaçmaz.

We had Tom Jackson under surveillance.

Tom Jackson'ı sürekli gizlice izledik.

Tom didn't notice the surveillance camera.

Tom gözetleme kamerasını fark etmedi.

Tom disabled Mary's video surveillance system.

Tom, Mary'nin video gözetim sistemini devre dışı bıraktı.

Dan watched the video surveillance footage.

Dan video gözetim görüntülerini izledi.

The police have Tom under surveillance.

Polisler Tom'u gözetim altına aldılar.

Similarly, face surveillance enables a centralized authority --

Benzer şekilde, yüz gözetimi, merkezî bir otoriteye --

There was a surveillance team watching Dan.

Dan'ı izleyen bir gözetim ekibi vardı.

This surveillance camera is our silent witness.

Bu gözetleme kamerası bizim sessiz tanığımızdır.

Dragnet surveillance, on the other hand, protects neither.

Dragnet gözetimi ise ikisini de korumuyor.

Police conducted physical and electronic surveillance on Dan.

Polis Dan üzerinde fiziksel ve elektronik gözetim gerçekleştirdi.

- Tom is under surveillance.
- Tom is on probation.

Tom gözetim altında.

Police officers installed surveillance cameras outside Tom's office.

Polis Tom'un ofisinin dışında güvenlik kameraları kurdu.

Layla's home was placed under surveillance by the police.

Leyla'nın evi polis tarafından gözetim altına alındı.

You have the basis of a really powerful surveillance system

bireyleri veya tüm etnik grupları izlemek için kullanılabilecek

Somebody tipped off the gang members to the police surveillance.

Biri çete üyelerini polise ihbar etti.

Earthlings became under alien surveillance that prevented a major war.

Dünyalılar yabancı gözetim altına girdi ve büyük bir savaşı engelledi.

But it also opens up another door, to privatized mass surveillance.

Ama aynı zamanda özelleştirilmiş kitlesel gözetlemeye başka bir kapı açıyor.

Instead he was forced into retirement  and put under police surveillance.

Bunun yerine zorla emekliye ayrıldı ve polis gözetimi altına alındı.

The FBI conducted surveillance on a British diplomat named Matt Brown.

FBI, Matt Brown adında bir İngiliz diplomatın üzerinde gözetim gerçekleştirdi.

As an extra precaution, Fadil installed surveillance cameras outside his house.

Fazladan bir önlem olarak, Fadıl evinin dışına güvenlik kameraları yerleştirdi.