Examples of using "Comfort" in a sentence and their turkish translations:
Tom'u rahatlat.
Onları teselli et.
Onu teselli et.
Onu rahatlatın.
Onu teselli edebilirim.
Ben konfor içinde yaşıyorum.
O gerçek bir konfor.
O konfor içinde yaşar.
Mary Tom'u rahatlatmaya çalıştı.
Onlar birbirlerini teselli edemiyor.
Markku Liisa'yı teselli etmek istedi.
- Tom Mary'yi teselli etmek istedi.
- Tom Meryem'i rahat ettirmek istedi.
- Tom Meryem'i ferahlatmak istedi.
O onu teselli etmeye çalıştı.
Bu bizim tek tesellimizdi.
Ben size rahatlık verebilirim.
Favori konfor gıdan nedir?
Herkes rahat bir şekilde yaşamak istiyor.
Ben sadece seni rahatlatmaya çalışıyorum.
- Mary annesini teselli etmeye çalıştı.
- Mary annesini memnun etmeye çalıştı.
Ben rahat içinde yaşamak istiyorum.
Amcam şimdi rahat yaşıyor.
Mary arkadaşını teselli etmeye çalıştı.
Tom insanları nasıl rahatlatacağını bilir.
Arkadaşları onu rahatlatmaya çalıştı.
Arkadaşları onu rahatlatmaya çalıştı.
Teyzem şu anda rahat içinde yaşıyor.
Tom annesini rahatlatmaya çalıştı.
Tebdilimekânda ferahlık vardır.
Bu gerçekten en büyük konfor!
Onu teselli etmemi istemedi.
Tom, Mary'yi rahat ettirmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.
Benim için harika bir tesellisin, Tom.
Bu mektupları, aklımda büyükannemle yazdığım için
Tom Mary'yi rahatlatmak için elinden geleni yapıyor.
Maaşı onun konfor içinde yaşamasını sağlar.
Tom Mary'yi sakinleştirmeye çalıştı ama o ağlamaya devam etti.
Onun yüksek maaşı onun konfor içinde yaşamasını sağladı.
Konfor alanından çıkman gerekiyor.
O, onu teselli etmeye çalıştı fakat o ağlamaya devam etti.
O, onu teselli etmeye çalıştı, ama o ağlamaya devam etti.
Göz kendi rahatlık düzeyinin ötesini görmez.
Sami yeni evinin rahatlığının keyfini yaşıyordu.
O ağladı ve ağladı ama hiç kimse onu avutmak için gelmedi.
Hemşireler hastalarının rahatı için uyanık kalmak zorundadır.
Mary onu rahatlatmak için kızını kollarına aldı.
Tom Mary'yi teselli etmeye çalıştı.
O benim tek tesellimdi.
Annesine kavuşmanın verdiği rahatlama... ...ve çok ihtiyaç duyduğu sütü.
- Tom iki saat yol gittikten sonra bir ihtiyaç molası verdi.
- İki saat yolculuktan sonra Tom bir ihtiyaç molası verdi.
O ağladıkça ağladı ama hiç kimse onu rahatlatmaya gelmedi.
Tom, Mary'nin ağladığını gördü ve onu teselli etmeye gitti.
Artık evinin konforunda IV antibiyotiğini alabilir:
tartışma için yasaklı bir konu olmamasına karar verdik.
Babası tarafından ona bırakılan servet onun rahat bir şekilde yaşamasını sağlar.
Ailesi konfor içinde yaşayabilsin diye gündüz ve gece çalıştı.
Arkadaşım düşük yaptı ve onu nasıl teselli edeceğimi bilmiyorum.
Bir kadın kızdığında, onu rahatlatmak için ihtiyacın olan tek şey dört küçük öpücüktür.
Hepinizi açık zihinli, ön yargısız ve konfor alanınızdan çıkmış istiyorum.
- Mary ninni söyleyerek Tom'u yatıştırmaya çalıştı.
- Mary bir ninni söyleyerek Tom'u sakinleştirmeye çalıştı.
Allah bu sabah kaybettiğimiz Amerikalıları kutsasın. Ailelerini yatıştırsın. Allah bu sevdalısı olduğumuz ülkeye gözkulak olsun. Amin.
Lemek yüz seksen iki yaşındayken bir oğlu oldu. "RAB'bin lanetlediği bu toprak yüzünden çektiğimiz eziyeti, harcadığımız emeği bu çocuk hafifletip bizi rahatlatacak" diyerek çocuğa Nuh adını verdi.