Translation of "Elevator" in Turkish

- The elevator isn't running.
- The elevator isn't working.

- Asansör çalışmıyor.
- Götürge işlemiyor.

There's no elevator.

Asansör yok.

Hold the elevator.

Asansörü tut.

That's elevator music.

Bu dinlenme tesisi müziği.

- The elevator was not working.
- The elevator wasn't working.

Asansör çalışmıyordu.

- Tom walked towards the elevator.
- Tom headed for the elevator.

Tom asansöre doğru yürüdü.

- We jammed into the elevator.
- We squeezed into the elevator.

Asansörde sıkıştık.

Where is the elevator?

Asansör nerede?

Smoking prohibited inside elevator.

- Asansörde sigara içilmez!
- Asansörde sigara içmek yasaktır.

Is there an elevator?

Bir asansör var mı?

Hold the elevator, Tom.

Asansörü tut, Tom.

Let's take the elevator.

Asansöre binelim.

The elevator doors closed.

Asansörün kapıları kapandı.

They entered the elevator.

Onlar asansöre girdiler.

The elevator isn't working.

Asansör çalışmıyor.

- Tom got out of the elevator.
- Tom stepped off the elevator.

- Tom asansörden indi.
- Tom asansörden çıktı.

- Excuse me, where is the elevator?
- Excuse me, where's the elevator?

Affedersiniz, asansör nerede?

- Tom pressed the elevator button.
- Tom pushed the button for the elevator.

Tom asansör düğmesine bastı.

I went down by elevator.

Ben asansörle aşağı indim.

We went down by elevator.

Asansörle aşağıya indik.

The elevator doors wouldn't open.

Asansör kapıları açılmadı.

We can take the elevator.

Asansöre binebiliriz.

Tom headed for the elevator.

Tom asansöre doğru gitti.

Which way is the elevator?

Asansör hangi tarafta?

Tom waited for the elevator.

Tom asansörü bekledi.

We rode in an elevator.

Asansöre bindik.

What's wrong with the elevator?

Asansörün nesi var?

Do you have an elevator?

Bir asansörün var mı?

The elevator is coming up.

Asansör yukarı geliyor.

Is there an elevator here?

Burada bir asansör var mı?

Tom got into the elevator.

Tom asansöre bindi.

Tom hurried toward the elevator.

Tom asansöre doğru koştu.

Tom got on the elevator.

Tom asansöre bindi.

Tom got off the elevator.

Tom asansörden indi.

The elevator doors opened slowly.

Asansör kapıları yavaşça açıldı.

I got off the elevator.

Asansörden çıktım.

I got on the elevator.

Asansöre bindim.

This elevator is going up.

Bu asansör yukarı çıkıyor.

- Smoking is not allowed inside the elevator.
- Smoking isn't allowed inside the elevator.

Asansörde sigara içmek yasaktır.

- Since yesterday the elevator doesn't work.
- The elevator doesn't work anymore since yesterday.

Dünden beri asansör çalışmıyor.

- You may not smoke in the elevator.
- You may not smoke in an elevator.

Asansörde sigara içemezsin.

You can always ride the elevator.

Her zaman asansöre binebilirsin.

Tom walked Mary to the elevator.

Tom Mary'ye asansöre kadar eşlik etti.

Tom is waiting for an elevator.

Tom bir asansör bekliyor.

Tom pushed the elevator call button.

Tom asansör çağrı düğmesine bastı.

Tom got on the crowded elevator.

Tom kalabalık asansöre bindi.

Can you hold the elevator, please?

Asansörü tutar mısın, lütfen?

Does this building have an elevator?

- Bu binanın asansörü var mı?
- Bu binada asansör var mı?

Tom pushed Mary into the elevator.

Tom Mary'yi asansöre itti.

That elevator is for freight only.

O asansör sadece nakliye içindir.

He took the elevator with her.

Onunla asansöre bindi.

This elevator is out of order.

- Bu asansör hizmet dışıdır.
- Bu asansör arızalıdır.

I smell smoke in the elevator.

Asansörde duman kokusu alıyorum.

I was alone in the elevator.

Asansörde tek başınaydım.

- We have an elevator and a private bathroom.
- We have an elevator and a private bath.

Bir asansörümüz ve bir özel banyomuz var.

- The elevator is out of order.
- The lift is out of order.
- The elevator isn't working.

- Asansör bozuk.
- Asansör hizmet dışı.

- The elevator is out of order.
- The lift is out of order.
- The elevator isn't running.

Asansör bozuk.

We went up and down by elevator.

Biz asansörle yukarı çıktık ve indik.

She was sexually harassed in an elevator.

Bir asansörde cinsel olarak taciz edildi.

Tom was stuck in a crowded elevator.

Tom kalabalık bir asansörde sıkıştı.

Tom got into the elevator with Mary.

Tom, Mary ile asansöre bindi.

Give me a room near the elevator.

Bana asansöre yakın bir oda ver.

The elevator is out of order today.

Asansör bugün bozuk.

To call the elevator, push the button.

Asansörü çağırmak için tuşa bas.

Take the elevator to the fifth floor.

- Asansörü beşinci kata götür.
- Asansörle beşinci kata çıkın.
- Beşinci kata kadar asansöre binin.

The elevator doesn't work anymore since yesterday.

Asansör dünden beri artık çalışmıyor.

The elevator stopped on the second floor.

Asansör ikinci katta durdu.

You may not smoke in the elevator.

Asansörde sigara içemezsin.

Let me show you to the elevator.

Size asansörü göstermeme izin verin.

Smoking is not allowed inside the elevator.

Asansörün içinde sigara içmek yasaktır.

The elevator opened and Tom got out.

Asansör açıldı ve Tom indi.

There is no elevator in our house.

Evimizde asansör yok.

This elevator is faster than that one.

Bu diğer asansör ötekinden daha hızlı çalışıyor.

Is there an elevator in this building?

Bu binada bir asansör var mı?

It was very crowded in the elevator.

Asansör çok kalabalıktı.

Is there an elevator in the apartment?

Apartmanda asansör var mı?

Moved to the other side of the elevator.

asansörün diğer tarafına geçtiler.

We took the elevator down to the basement.

Asansörle zemin kata indik.

Do you have an elevator in your house?

Evinizde bir asansörünüz var mı?

I took the elevator to the fourth floor.

Asansörle dördüncü kata çıktım.

We have an elevator and a private bathroom.

Asansörümüz ve özel banyomuz var.

I rode up in the elevator with Tom.

Asansörde Tom'la yukarı çıktım.

Tom and Mary were alone in the elevator.

Tom ve Mary asansörde yalnızdılar.

Tom and Mary waited for the elevator together.

Tom ve Mary birlikte asansör bekledi.

Tom pushed the down button for the elevator.

Tom asansör için aşağı butona bastı.

I rode the elevator to the third level.

Asansörle üçüncü kata çıktım.

Fortunately, there is an elevator in our hotel.

Ne mutlu ki, otelimizde bir asansör var.

It looks like there's an elevator over there.

Orada bir asansör var gibi görünüyor.

I took the elevator to the third floor.

- Asansörle üçüncü kata çıktım.
- Asansörle üçüncü kata indim.