Translation of "Running" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Running" in a sentence and their turkish translations:

I'm running and running.

Ben koşuyorum ve koşuyorum.

- He is running.
- She is running.

Koşuyor.

- She isn't running.
- He isn't running.

O koşmuyor.

- Tom stopped running.
- Tom quit running.

Tom koşmayı durdurdu.

- I've been running.
- I was running.

Koşuyorum.

- I began running.
- I started running.

Koşmaya başladım.

Start running.

Koşmaya başlayın.

Keep running.

Koşmaya devam edin.

Stop running.

Koşmayı bırak.

- I'm not running away.
- I'm not running.

Ben kaçmıyorum.

- Time is running out.
- Time's running out.

- Zaman tükeniyor.
- Zaman bitiyor.

- He is running.
- He runs.
- He's running.

Koşuyor.

- Tom kept running.
- Tom just kept running.

Tom koşmaya devam etti.

- Food is running low.
- Food is running out.

Yiyecek azalıyor.

- The motor is running.
- The engine is running.

Motor çalışıyor.

- He is running.
- She runs.
- She is running.

Koşuyor.

She isn't running.

O çalışmıyor.

He came running.

O, koşarak geldi.

He began running.

O koşmaya başladı.

He is running.

Koşuyor.

Tom is running.

Tom çalışıyor.

We're running late.

Geç kalıyoruz.

He's running wild.

O vahşice koşuyor.

Tom likes running.

Tom çalışmayı sever.

Tom hates running.

Tom çalışmaktan nefret eder.

How about running?

Koşalım mı?

I'm not running.

- Ben kaçmıyorum.
- Ben koşmuyorum.

No running around.

Etrafta koşmak yok.

You're running late.

Geç saatlere kadar çalıştırıyorsunuz.

Tom began running.

Tom koşmaya başladı.

Tom kept running.

Tom koşmaya devam etti.

Tom went running.

Tom koşmaya gitti.

We're running away.

Kaçıyoruz.

They kept running.

Onlar çalışmaya devam ettiler.

They started running.

Koşmaya başladılar.

They stopped running.

Koşmaktan vazgeçtiler.

They're running late.

Onlar geç saatlere kadar çalıştırıyorlar.

I'm going running.

Koşmaya gidiyorum.

I'm running late.

Geç kalıyorum.

I tried running.

Kaçmaya çalıştım.

She came running.

O koşarak geldi.

She is running.

Koşuyor.

Ken wasn't running.

Ken koşmuyodu.

He hates running.

Koşmaktan nefret ediyor.

She hates running.

O koşmaktan nefret ediyor.

Everybody started running.

Herkes koşmaya başladı.

Tom came running.

Tom koşarak geldi.

I kept running.

Koşmaya devam ettim.

I hate running.

Koşmaktan nefret ederim.

I was running.

Koşuyordum.

Tom loved running.

Tom koşmayı severdi.

Tom isn't running.

Tom koşmuyor.

Tom quit running.

Tom koşmayı bıraktı.

Sami started running.

Sami koşmaya başladı.

- There is no running water.
- There's no running water.

Hiç musluk suyu yok.

- My money is running low.
- I'm running out of money.

- Param bitiyor.
- Param suyunu çekiyor.

- I like to run.
- I like running.
- I enjoy running.

Ben koşmaktan hoşlanıyorum.

- Tom knows time's running out.
- Tom knows time is running out.
- Tom knows that time's running out.

Tom zamanın geçtiğini biliyor.

Time is running out.

Zaman azalıyor.

The boy came running.

Çocuk koşarak geldi.

Your nose is running.

Burnunuz akıyor.

They are running now.

- Onlar şimdi çalıştırıyorlar.
- Onlar şimdi koşuyor.
- Şimdi koşuyorlar.
- Onlar şimdi işletiyorlar.

He is running now.

O şimdi çalışıyor.

Running is good exercise.

Koşmak iyi egzersizdir.

They're running without shoes.

Onlar ayakkabısız koşuyorlar.

Keep the meter running.

Sayacı çalışırken bırak.

Oil is running short.

Yağ azalıyor.

Why are we running?

Niçin koşuyoruz?

I'm running behind schedule.

Ben programın gerisinde çalışıyorum.

He's running very quickly.

O çok hızlı koşuyor.

Why are you running?

Niçin koşuyorsun?

Time was running out.

Zaman tükeniyordu.

You're running a fever.

- Normalden daha yüksek bir vücut ısın var.
- Ateşin var.

Everything's running like clockwork.

Her şey saat gibi çalışıyor.

Time is running short.

Zaman azalıyor.

I saw him running.

- Onun koştuğunu gördüm.
- Onu koşarken gördüm.

I'm running for reelection.

Yeniden seçilmek için adayım.

Why is Tom running?

Tom neden koşuyor?

I'm sick of running.

Koşmaktan usandım.

Is Dan running away?

Dan kaçıyor mu?

Why is everybody running?

Neden herkes koşuyor?

Who's running this place?

Bu yeri kim çalıştırıyor?

Everything is running smoothly.

Her şey sorunsuzca çalışıyor.

Everyone just started running.

Herkes az önce koşmaya başladı.

I don't like running.

Koşmayı sevmiyorum.

Tom is running late.

Tom geç kalıyor.

Do you like running?

Koşmayı sever misin?

What's Tom running from?

Tom neyden kaçıyor?

Hit the ground running.

Güne dinç başla.

We're really running late.

Harbiden geç kalıyoruz.

Leave the engine running.

Motoru çalışırken bırak.

A dog was running.

Bir köpek koşuyordu.