Examples of using "Towards" in a sentence and their turkish translations:
Ay'a doğru fırlatıldık.
Bana doğru gel.
Bana doğru yürü.
- O bana doğru eğildi.
- O bana sıcak baktı.
O bana doğru eğildi.
Herkes Tom'a doğru koştu.
Bitkiler güneş ışığına doğru yönelir.
Herkes bize doğru koştu.
Herkes onlara doğru koştu.
Herkes bana doğru hücum etti.
Herkes ona doğru koştu.
Herkes ona doğru koştu.
Tom Mary'ye doğru eğildi.
Tom Mary'ye doğru yürüdü.
Ona karşı tavrım değişti.
uygunsuz davrandığını gördüğümüzde veya duyduğumuzda
Onlar annelerine doğru koştular.
Ona karşı tavrım değişti.
Tom Mary'ye doğru yürümeye başladı.
Tom çalılara doğru koştu.
Tom kapıya doğru baktı.
Tom'a doğru yavaş yavaş yürüdüler.
Köpek bana doğru koştu.
Bitkiler Güneş'e doğru büyür.
Bütün gözler ona doğru döndü.
Tüm gözler ona doğru döndü.
Çeçenlerin bağımsızlığa doğru eğilimleri var.
Geleceğe doğru bakıyorum.
O, Hristiyanlığa karşı gönülsüz.
Yavaşça onlara doğru yürüdük.
Ona doğru yavaşça yürüdüler.
Ona doğru yavaşça yürüdüler.
Tom mutfağa doğru yürüdü.
Tom yavaşça Mary'ye doğru yürüdü.
Tom merdivenlere doğru yürüdü.
Tom evine doğru yürüdü.
Tom kapıya doğru yürüdü.
Tom arabasına doğru yürüdü.
Şimdi Stockholm'a doğru gidiyorum.
Şimdi Boston'a doğru gidiyorum.
Tom kameraya doğru baktı.
Tom dağlara doğru işaret etti.
Leyla, Sami'ye doğru yürüyordu.
Kapıya doğru baktım.
Sami, Leyla'ya karşı istismarcıydı.
Sami, Leyla'ya doğru geliyordu.
Sami ormana doğru baktı.
Sami bize doğru yürüyordu.
Sami bize doğru yürüyor.
Dağı işaret etti.
Bunun nedeni, ağacın ışığa, güneşe yönelmesi
Piyadelere doğru çekildiler, diğerleriyse cinahlara doğru çekildi.
gördüğümüz felaketlerden kaçabileceğimiz
Böylece beynimiz yemeğe doğru evrimleşiyor.
çok değişik bakış açılarından yararlandın.
Sanırım eğitime yöneldim
O sandalyeyi ona doğru çekti.
O, istasyona doğru yürüyor.
Ona karşı duygularımız karışık.
Tom, Mary'nin kendisine doğru geldiğini gördü.
Onlara karşı küstah değilim.
Nihayet akşama doğru yağmur durdu.
Tom eve doğru koşmaya başladı.
Bir çocuk koşarak bana doğru geldi.
Kadınlara karşı tavrın saldırgan.
Bu kitap başlangıç seviyesindeki kişilere yönelik yazılmıştır.
İşe karşı tutumun beni rahatsız ediyor!
Etnik azınlıklara karşı hoşgörülü müsünüz?
Tom Mary'ye doğru bir adım attı.
Bir kadın bize doğru yürüyor.
Leyla sahile doğru sürmeye başladı.
Sami kamyonuna doğru yürüyordu.
Sami dükkana doğru geri döndü.
Onlar müslümanlara hiçbir müslümanın kâfire karşı davranmadığı şekilde davranıyorlar.
kadınlara ve çevreye gidiyor,
Bu tarafta, kayalıklara doğru mu?
fakat Sibirya'ya doğru ilerliyor artık
saldırıyı Macarlara yöneltti.
var Sofya üzerinden Filibe'ye yelken açtılar
Yol batıya doğru hafifçe kıvrılır.
Çocuklara yönelik amaçlanmış reklamı yasaklamalıyız.
Öğrenciler amfiye akın ettiler.
Tom Mary'nin arabaya doğru yürüdüğünü gördü.
Dan'ın şiddete karşı doymak bilmeyen bir iştahı vardı.
O, İspanyol sınırına doğru, güneye kaçtı.
Yerlilerin hepsi yeni gelenlere karşı düşman.
Tom çocuklarına karşı çok ağzı bozuktu.
Tom öğretmenlerine karşı çoğunlukla saygısız.
O bana doğru romantik bir ilerleme yaptı.
Ebeveynlerine karşı kin hisseder misin?
Ailene karşı saygı göstermelisin.
Şehir merkezine doğru mu gidiyoruz?
Tom'a karşı olumsuz bir duygu beslemiyorum.
Tom'u sahile doğru yürürken gördüm.
Yaşlı insan, ateşe doğru çömelir.
Filler daha açık alanlara doğru ilerliyor.