Translation of "Walked" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Walked" in a sentence and their turkish translations:

They walked.

Onlar yürüdü.

Tom walked.

Tom yürüdü.

We walked.

- Yürüdük.
- Biz yürüdük.

I walked.

Ben yürüdüm.

- Tom would've walked.
- Tom would have walked.

Tom yürürdü.

- Tom walked toward Mary.
- Tom walked towards Mary.

Tom Mary'ye doğru yürüdü.

- He walked home.
- He walked to the house.

O, eve yürüdü.

- She walked with someone.
- She walked with somebody.

Biriyle geziyordu.

He walked quietly.

O sessizce yürüdü.

I walked alone.

Tek başıma yürüdüm.

Tom walked home.

Tom eve yürüdü.

They walked around.

Onlar etrafta yürüdüler.

He walked rapidly.

O, hızla yürüdü.

Tom walked alone.

Tom yalnız başına yürüdü.

He walked home.

O, eve yürüdü.

They walked upstairs.

Onlar üst kata çıktı.

They walked downstairs.

Onlar alt kata indiler.

Tom walked fast.

Tom hızlı yürüdü.

They walked home.

Onlar eve yürüdü.

He walked away.

O uzaklaştı.

He walked barefoot.

Çıplak ayak yürüdü.

They walked out.

Onlar dışarıda yürüdü.

Tom walked downstairs.

Tom aşağıya yürüdü.

Tom walked in.

Tom içeride yürüdü.

Tom walked outside.

Tom dışarıda yürüdü.

Tom walked past.

Tom yürüyerek geçip gitti.

Tom walked upstairs.

Tom üst kata çıktı.

We walked here.

Buraya yürüdük.

They all walked.

- Onların hepsi yürüdüler.
- Hepsi yürüdü.

They walked inside.

Onlar içeride yürüdüler.

They walked outside.

Onlar dışarıda yürüdüler.

They walked together.

Onlar birlikte yürüdüler.

I walked here.

Buraya yürüdüm.

Tom walked out.

Protesto için çekip gitti.

I walked home.

Eve yürüdüm.

Armstrong walked around.

Armstrong, etrafta gezindi.

I walked upstairs.

Üst kata çıktım.

I walked downstairs.

Aşağı kata indim.

I walked downtown.

Şehir merkezine yürüdüm.

Sami walked away.

Sami uzaklaştı.

Sami walked downtown.

Sami şehir merkezine yürüdü.

We walked home.

Eve yürüdük.

- You could've walked away.
- You could have walked away.

Uzaklaşabilirdin.

- Tom could've walked away.
- Tom could have walked away.

Tom çekip gidebilirdi.

- Tom walked away.
- Tom walked off.
- Tom went away.

Tom uzaklaştı.

- He walked before me.
- He walked in front of me.

O, benim önümde yürüdü.

- He walked through the forest.
- She walked in the woods.

O, ormanda yürüdü.

- We walked around the pond.
- We walked round the pond.

Göletin etrafında yürüdük.

- Today I walked 10 kilometers.
- I walked 10 kilometers today.

Bugün 10 kilometre yürüdüm.

- I walked 10 kilometers today.
- I walked 10 kilometres today.

Bugün 10 kilometre yürüdüm.

Tom walked Kate home.

Tom yürüyerek Kate'in evine gitti.

She walked very carefully.

O çok dikkatli bir şekilde yürüdü.

I walked around aimlessly.

Amaçsızca dolaştım.

He soon walked away.

O, kısa sürede uzaklaştı.

We walked up stairs.

Biz merdivenlerden yukarı çıktık.

Tom slowly walked backwards.

- Tom yavaşça geriye doğru yürüdü.
- Tom yavaşça geri geri yürüdü.

They could've walked away.

Onlar uzaklaşabilirdi.

We walked for miles.

Biz miller boyunca yürüdük.

We walked three abreast.

Üçümüz yan yana yürüdük.

I walked to school.

Ben okula yürüdüm.

We walked on tiptoes.

Parmak uçlarımızda yürüdük.

Tom walked with Mary.

Tom, Mary'yle yürüdü.

Tom walked past Mary.

Tom yürüyerek Mary'nin yanından geçti.

Tom walked Mary home.

Tom Mary'ye eve kadar eşlik etti.

Tom walked all day.

Tom bütün gün yürüdü.

Jesus walked on water.

İsa su üzerinde yürüdü.

We walked a lot.

Çok yürüdük.

Ken walked on crutches.

Ken koltuk değnekleriyle yürüdü.

Tom just walked in.

- Tom sadece içeri girdi.
- Tom içeri yeni girdi.

The dog walked backward.

Köpek geriye doğru yürüdü.

The girl walked slowly.

Kız yavaşça yürüdü.

Tom soon walked away.

Tom yakında uzaklaştı.

Tom just walked away.

Tom sadece uzaklaştı.

They walked home together.

Eve birlikte yürüdüler.

I just walked in.

- Ben sadece içeri girdim.
- İçeri yeni girdim.

I walked home yesterday.

Ben dün eve yürüdüm.

We walked three miles.

Üç mil yürüdük.

Sami never walked alone.

Sami asla yalnız yürümedi.

Tom walked his dog.

Tom köpeğini gezdirdi.

Tom could've walked away.

Tom çekip gidebilirdi.

Tom walked towards Mary.

Tom Mary'ye doğru yürüdü.

Tom walked behind me.

Tom arkamda yürüdü.

- I completely walked ten miles.
- I walked an entire ten miles.

Ben tam on mil yürüdüm.

- Tom said he walked home.
- Tom said that he walked home.

Tom eve yürüdüğünü söyledi.

- We walked for about three hours.
- We walked about three hours.

Yaklaşık üç saat yürüdük.

They walked for ten miles, rested for ten minutes, then walked again.

On altı kilometre yürüyüp, on dakika dinlenip, tekrar yürüdüler.

- He was talking as he walked.
- She was talking as she walked.

Yürürken konuşuyordu.

- Tom said Mary should've walked away.
- Tom said Mary should have walked away.
- Tom said that Mary should've walked away.

Tom Mary'nin uzaklaşması gerektiğini söyledi.

I walked up the hill.

Ben tepeye yürüdüm.

We walked among the trees.

Biz ağaçların arasında yürüdük.

Tom walked across the street.

Tom caddeyi yürüyerek geçti.

The blind men walked slowly.

Kör adam yavaşça yürüdü.

They walked three miles farther.

Onlar üç mil öteye yürüdü.