Examples of using "Walked" in a sentence and their turkish translations:
Onlar yürüdü.
Tom yürüdü.
- Yürüdük.
- Biz yürüdük.
Ben yürüdüm.
Tom yürürdü.
Tom Mary'ye doğru yürüdü.
O, eve yürüdü.
Biriyle geziyordu.
O sessizce yürüdü.
Tek başıma yürüdüm.
Tom eve yürüdü.
Onlar etrafta yürüdüler.
O, hızla yürüdü.
Tom yalnız başına yürüdü.
O, eve yürüdü.
Onlar üst kata çıktı.
Onlar alt kata indiler.
Tom hızlı yürüdü.
Onlar eve yürüdü.
O uzaklaştı.
Çıplak ayak yürüdü.
Onlar dışarıda yürüdü.
Tom aşağıya yürüdü.
Tom içeride yürüdü.
Tom dışarıda yürüdü.
Tom yürüyerek geçip gitti.
Tom üst kata çıktı.
Buraya yürüdük.
- Onların hepsi yürüdüler.
- Hepsi yürüdü.
Onlar içeride yürüdüler.
Onlar dışarıda yürüdüler.
Onlar birlikte yürüdüler.
Buraya yürüdüm.
Protesto için çekip gitti.
Eve yürüdüm.
Armstrong, etrafta gezindi.
Üst kata çıktım.
Aşağı kata indim.
Şehir merkezine yürüdüm.
Sami uzaklaştı.
Sami şehir merkezine yürüdü.
Eve yürüdük.
Uzaklaşabilirdin.
Tom çekip gidebilirdi.
Tom uzaklaştı.
O, benim önümde yürüdü.
O, ormanda yürüdü.
Göletin etrafında yürüdük.
Bugün 10 kilometre yürüdüm.
Bugün 10 kilometre yürüdüm.
Tom yürüyerek Kate'in evine gitti.
O çok dikkatli bir şekilde yürüdü.
Amaçsızca dolaştım.
O, kısa sürede uzaklaştı.
Biz merdivenlerden yukarı çıktık.
- Tom yavaşça geriye doğru yürüdü.
- Tom yavaşça geri geri yürüdü.
Onlar uzaklaşabilirdi.
Biz miller boyunca yürüdük.
Üçümüz yan yana yürüdük.
Ben okula yürüdüm.
Parmak uçlarımızda yürüdük.
Tom, Mary'yle yürüdü.
Tom yürüyerek Mary'nin yanından geçti.
Tom Mary'ye eve kadar eşlik etti.
Tom bütün gün yürüdü.
İsa su üzerinde yürüdü.
Çok yürüdük.
Ken koltuk değnekleriyle yürüdü.
- Tom sadece içeri girdi.
- Tom içeri yeni girdi.
Köpek geriye doğru yürüdü.
Kız yavaşça yürüdü.
Tom yakında uzaklaştı.
Tom sadece uzaklaştı.
Eve birlikte yürüdüler.
- Ben sadece içeri girdim.
- İçeri yeni girdim.
Ben dün eve yürüdüm.
Üç mil yürüdük.
Sami asla yalnız yürümedi.
Tom köpeğini gezdirdi.
Tom çekip gidebilirdi.
Tom Mary'ye doğru yürüdü.
Tom arkamda yürüdü.
Ben tam on mil yürüdüm.
Tom eve yürüdüğünü söyledi.
Yaklaşık üç saat yürüdük.
On altı kilometre yürüyüp, on dakika dinlenip, tekrar yürüdüler.
Yürürken konuşuyordu.
Tom Mary'nin uzaklaşması gerektiğini söyledi.
Ben tepeye yürüdüm.
Biz ağaçların arasında yürüdük.
Tom caddeyi yürüyerek geçti.
Kör adam yavaşça yürüdü.
Onlar üç mil öteye yürüdü.