Translation of "Dinner" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Dinner" in a sentence and their turkish translations:

Dinner!

Akşam yemeği!

- I'm making dinner.
- I'm cooking dinner.

Akşam yemeği pişiriyorum.

- I have just had dinner.
- I've just finished dinner.
- I've just had dinner.
- I've just eaten dinner.
- I just ate dinner.

Akşam yemeğini daha yeni yedim.

When's dinner?

Akşam yemeği ne zaman?

- It's time for dinner.
- It's dinner time.

Akşam yemeği zamanı.

- We are having dinner.
- We're having dinner.

Akşam yemeği yiyoruz.

- Where's my dinner?
- Where is my dinner?

- Akşam yemeğim nerede?
- Benim akşam yemeğim nerede?

- When's dinner served?
- When is dinner served?

- Yemek ne zaman servis edilir?
- Yemek ne zaman servis ediliyor?

- I have dinner now.
- I'm having dinner now.
- I'm eating dinner now.

Şimdi akşam yemeği yiyorum.

- Dinner is ready.
- Dinner's ready.
- Dinner is ready to eat.
- Dinner is ready!

Akşam yemeği hazır.

- Have you had dinner?
- Have you eaten dinner?

Akşam yemeği yedin mi?

- She cooked me dinner.
- He cooked me dinner.

O bana akşam yemeği hazırladı.

- Dinner is ready.
- Dinner is ready!
- Dinner's ready!

Akşam yemeği hazır!

- I'm having dinner now.
- I'm eating dinner now.

Ben şimdi akşam yemeği yiyorum.

- We've just had dinner.
- We just ate dinner.

Biz az önce akşam yemeği yedik.

- Dinner is ready.
- Dinner is ready to eat.

Akşam yemeği yemek için hazır.

I cooked dinner.

Ben akşam yemeğini pişirdim.

Dinner was awesome.

Akşam yemeği harikaydı.

Let's have dinner.

Akşam yemeği yiyelim.

Is dinner ready?

Akşam yemeği hazır mı?

Dinner smells delicious.

Akşam yemeği nefis kokuyor.

Thanks for dinner.

Akşam yemeği için teşekkürler.

Tom cooked dinner.

Tom akşam yemeğini pişirdi.

I brought dinner.

Akşam yemeğini getirdim.

Let's postpone dinner.

Akşam yemeğini erteleyelim.

I'm making dinner.

Akşam yemeği yapıyorum.

He brought dinner.

O, akşam yemeği getirdi.

Tom brought dinner.

Tom akşam yemeğini getirdi.

She brought dinner.

O, akşam yemeği getirdi.

Mary brought dinner.

Mary akşam yemeği getirdi.

We brought dinner.

Biz akşam yemeği getirdik.

They brought dinner.

Onlar akşam yemeği getirdi.

Time for dinner.

Akşam yemeği vakti.

I prepared dinner.

Ben akşam yemeği hazırladım.

Tom ate dinner.

Tom akşam yemeğni yedi.

Tom served dinner.

Tom akşam yemeğini servis yaptı.

I'll have dinner.

Akşam yemeği yiyeceğim.

I'm fixing dinner.

Akşam yemeğini hazırlıyorum.

Tom made dinner.

Tom akşam yemeği yaptı.

What's today's dinner?

Bugünün yemeği nedir?

Who made dinner?

Akşam yemeğini kim yaptı.

I'm having dinner.

Ben akşam yemeği yiyorum.

How was dinner?

Akşam yemeği nasıldı?

Dinner was expensive.

Akşam yemeği pahalıydı.

Dinner is served.

Akşam yemeği servis edilir.

Dinner was delicious.

Akşam yemeği lezzetliydi.

Dinner was excellent.

Akşam yemeği mükemmeldi.

How about dinner?

Akşam yemeğine ne dersin?

What's for dinner?

Akşam yemeğinde ne var?

Here's your dinner.

Buyurun, akşam yemeğiniz.

- Dad stretched after dinner.
- My father stretched after dinner.

Babam akşam yemeğinden sonra gerildi.

- Let's have dinner.
- Let's eat supper.
- Let's eat dinner.

Akşam yemeği yiyelim.

- We are eating dinner outdoors.
- We're eating dinner outdoors.

Akşam yemeğini dışarda yiyoruz.

- It's time for dinner.
- It's dinner time.
- It's dinnertime.

- Akşam yemeği zamanı.
- Akşam yemeği vakti.

- I have just had dinner.
- I've just had dinner.

Akşam yemeğini daha yeni yedim.

- Tom cooked dinner for Mary.
- Tom cooked Mary dinner.

Tom, Mary için yemek pişirdi.

- We are invited to dinner.
- We're invited to dinner.

Biz akşam yemeğine davet edildik.

- Tom cooked dinner for us.
- Tom cooked us dinner.

Tom bizim için akşam yemeği pişirdi.

- The dinner is almost ready.
- Dinner is almost ready.

Akşam yemeği hazır olmak üzeredir.

- Tom is cooking the dinner.
- Tom is preparing supper.
- Tom is preparing dinner.
- Tom is making dinner.
- Tom is cooking dinner.

Tom akşam yemeği hazırlıyor.

- The dinner is almost ready.
- Dinner is almost ready.
- Dinner's almost ready.
- Dinner is about ready.

- Akşam yemeği neredeyse hazır.
- Akşam yemeği hazır olmak üzere.

- Have you eaten your dinner already?
- Have you eaten dinner yet?
- Have you had dinner already?
- Have you eaten dinner?
- Have you eaten supper yet?
- Have you already eaten dinner?
- Have you had dinner yet?

Önceden akşam yemeğini yedin mi?

- It's time for dinner.
- Time for dinner.
- It's supper time.

Akşam yemeği zamanı.

- He didn't order dinner yet.
- She didn't order dinner yet.

O, henüz akşam yemeği sipariş etmedi.

- We're eating dinner right now.
- We're having dinner right now.

Şu anda akşam yemeği yiyoruz.

- Dinner is ready.
- Dinner's ready.
- Dinner is ready to eat.

- Akşam yemeği hazır.
- Akşam yemeği yemek için hazır.

- Have you eaten dinner yet?
- Have you had dinner yet?

Akşam yemeğini yedin mi?

- I was invited to dinner.
- They invited me to dinner.

Onlar beni akşam yemeğine davet etti.

- We invited them for dinner.
- We invited them to dinner.

Onları akşam yemeğine davet ettik.

- We had a big dinner.
- We had a huge dinner.

Büyük bir akşam yemeği yedik.

- The dinner was so delicious.
- The dinner was so tasty.

Akşam yemeği çok lezzetliydi.

- Are you staying for dinner?
- Can you stay for dinner?

Akşam yemeği için kalabilir misin?

- We went out to dinner.
- We went out for dinner.

Biz akşam yemeği için dışarı çıktık.

- Tom cooked dinner for Mary.
- Tom made dinner for Mary.

Tom Mary için akşam yemeği yaptı.

- He was late for dinner.
- She was late for dinner.

Akşam yemeğine geç kalmıştı.

- Tom invited me over for dinner.
- Tom invited me to dinner.
- Tom asked me out to dinner.

Tom beni akşam yemeğine davet etti.

- What are you doing for dinner?
- Do you have plans for dinner?
- Do you have dinner plans?

Akşam yemeği için planların var mı?

For a mom's dinner,

Ya da annelerin buluştuğu bir yemekte

That's a real dinner.

Tam bir akşam yemeği yani.

What time is dinner?

Akşam yemeği saat kaçta?

What a splendid dinner!

Ne müthiş bir akşam yemeği!

Tony studies after dinner.

Tony akşam yemeğinden sonra çalışır.

She ate her dinner.

O, akşam yemeğini yedi.

I don't want dinner.

Ben akşam yemeği istemiyorum.

They are having dinner.

Onlar akşam yemeği yiyorlar.