Translation of "Cooking" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Cooking" in a sentence and their turkish translations:

cooking.

yemek yapma.

- Tom's cooking.
- Tom is cooking.

Tom yemek pişiriyor.

- I'm doing the cooking.
- I'm cooking.

Yemek pişiriyorum.

I'm cooking.

Yemek yapıyorum.

She's cooking.

Yemek hazırlıyor.

They're cooking.

Onlar yemek pişiriyorlar.

What's cooking?

Ne pişiyor?

- I am cooking now.
- I'm cooking now.

Şimdi yemek pişiriyorum.

- Tom's cooking.
- Tom is cooking.
- Tom cooks.

Tom yemek pişiriyor.

- Tom's cooking breakfast.
- Tom is cooking breakfast.

Tom kahvaltı pişiriyor.

Cooking is interesting.

Aşçılık ilginçtir.

She's cooking now.

O şimdi yemek yapıyor.

We're cooking now.

Biz şimdi yemek pişiriyoruz.

I'm not cooking.

Yemek pişirmiyorum.

I like cooking.

Yemek yapmaktan hoşlanırım.

Tom loves cooking.

- Tom yemek pişirmeyi seviyor.
- Tom yemek pişirmeyi sever.

Fadil is cooking.

Fadıl yemek pişiriyor.

I hate cooking.

Yemek pişirmekten nefret ediyorum.

What's Claire cooking?

Claire ne pişiriyor?

Sami loved cooking.

Sami yemek yapmayı seviyordu.

Cooking is fun.

Yemek yapmak eğlencelidir.

Tom likes cooking.

Tom yemek pişirmeyi seviyor.

Are you better at cooking steak or cooking eggs?

Biftek pişirmede mi yoksa yumurta pişirmede mi daha iyisin?

- Tom likes to cook.
- Tom enjoys cooking.
- Tom likes cooking.

Tom yemek yapmaktan hoşlanır.

Her cooking is amazing.

Çok iyi yemek pişirir.

My hobby is cooking.

Benim hobim pişirmektir.

I'm good at cooking.

Ben pişirmede iyiyim.

I was busy cooking.

Yemek yapmakla meşguldüm.

I am cooking now.

Yemek pişirmekteyim.

My wife is cooking.

Karım yemek pişiriyor.

I saw you cooking.

Senin yemek pişirmeni gördüm.

I miss Mary's cooking.

Mary'nin aşçılığını özlüyorum.

Cooking pasta is easy.

Makarna pişirmek kolaydır.

I wasn't cooking anything.

Ben bir şey pişirmiyordum.

I'll miss your cooking.

Aşçılığını özleyeceğim.

What've you been cooking?

Ne pişiriyorsun?

Tom really enjoys cooking.

Tom gerçekten yemek pişirmekten hoşlanır.

I hate your cooking.

Aşçılığından nefret ediyorum.

Tom is cooking eggs.

Tom yumurta pişiriyor.

Does Tom like cooking?

Tom yemek yapmayı sever mi?

I miss Tom's cooking.

Tom'un yemeklerini özledim.

Are you cooking tonight?

Bu gece yemek pişiriyor musun?

I like French cooking.

Fransız mutfağını severim.

Tom hates Mary's cooking.

Tom Mary'nin yemek pişirmesinden nefret ediyor.

Is he cooking too?

O da mı yemek pişiriyor?

Tom is cooking now.

Tom şimdi yemek yapıyor.

I love Tom's cooking.

Tom'un aşçılığını severim.

Obviously you love cooking.

Açıkçası yemek pişirmeyi seviyorsun.

They share the cooking.

Mutfağı paylaşıyorlar.

Why aren't you cooking?

Neden yemek yapmıyorsun?

I'm busy cooking dinner.

Akşam yemeği hazırlamakla meşgulüm.

I love cooking programs.

Yemek programlarını severim.

Tom is cooking dinner.

Tom akşam yemeği pişiriyor.

- What is cooking in the kitchen?
- What's cooking in the kitchen?

Mutfakta ne pişiyor?

- Draw a chicken before cooking.
- Remove the chicken's giblets before cooking.

Pişirmeden önce tavuğun sakatatını çıkarın.

- She has an encyclopedic knowledge of cooking.
- She knows everything about cooking.

Aşçılık hakkında her şeyi bilir.

Salt is necessary for cooking.

Tuz, yemek pişirmek için gereklidir.

She is busy cooking dinner.

O, akşam yemeği pişirmekle meşgul.

I am failing at cooking.

Ben yemek yapmakta başarısız oluyorum.

He is good at cooking.

- O, yemek pişirmede iyidir.
- Aşçılığı iyi.

Cooking takes too much time.

Yemek pişirmek çok zaman alır.

My mother is cooking breakfast.

Annem kahvaltı pişiriyor.

Tom is cooking the dinner.

Tom akşam yemeği pişiriyor.

She does all the cooking.

O tüm yemekleri yapar.

She spent all afternoon cooking.

O, bütün öğleden sonrayı yemek pişirerek geçirdi.

You don't like Chinese cooking?

Sen Çin mutfağını sevmiyor musun?

Cooking is my secret passion.

- Yemek pişirmek benim gizli tutkumdur.
- Aşçılık benim gizli tutkumdur.

Tom's favorite thing was cooking.

Tom'un en sevdiği şey yemek pişirmeydi.

Don't you like my cooking?

Benim aşçılığımı beğenmiyor musun?

Tom is good at cooking.

Tom aşçılıkta iyidir.

Are you good at cooking?

Yemek pişirmede iyi misin?

I miss my mom's cooking.

- Annemin yemek pişirmesini özlüyorum.
- Annemin aşçılığını özlüyorum.

I miss my mother's cooking.

Annemin mutfağını özlüyorum.

Her cooking is the best.

Onun aşçılığı en iyisidir.

I didn't feel like cooking.

Canım yemek pişirmek istemedi.

Tom seldom feels like cooking.

Tom canı nadiren yemek pişirmek ister.

What are you cooking today?

Bugün ne pişiriyorsun?

Why aren't you cooking dinner?

Neden akşam yemeğini pişirmiyorsun?

The pies are still cooking.

Pastalar hala pişiyor.

I like cooking and reading.

Ben yemek yapmaktan ve okumaktan hoşlanırım.

I really like French cooking.

Fransız mutfağını gerçekten severim.

She is cooking for him.

O onun için yemek pişiriyor.

Tom likes cooking for Mary.

Tom Mary için yemek pişirmeyi sever.

Tom doesn't feel like cooking.

Tom'un canı yemek pişirmek istemiyor.

She is terrible at cooking.

O, kötü yemek yapar.