Translation of "Decisions" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Decisions" in a sentence and their turkish translations:

Makes rational decisions,

mantıklı kararlar alıyor,

Good decisions today.

Bugün iyi kararlar verdin.

I've made some decisions.

Bazı kararlar verdim.

Who's making the decisions?

Kararları kim veriyor?

We make decisions together.

Biz birlikte karar veririz.

Tough decisions lie ahead.

Zor kararlar bizi bekliyor.

Tom makes smart decisions.

Tom akıllıca kararlar alır.

He liked making decisions.

Karar vermeyi severdi.

The government don't make fast decisions, they make the right decisions.

Devlet hızlı karar almaz, devlet doğru karar alır.

- We've got some decisions to make.
- We have some decisions to make.

Verecek bazı kararlarımız var.

- You must make your own decisions.
- You should make your own decisions.

Kendi kararlarını vermelisin.

Because decisions are taken jointly

Çünkü kararlar ortak alınır

People sometimes make illogical decisions.

İnsanlar bazen mantıksız kararlar verirler.

Tom makes his own decisions.

Tom kendi kararların verir.

Don't make any rash decisions.

- Acele karar vermeyin.
- Acele kararlar verme.
- Ani kararlar alma.

I make my own decisions.

Kendi kararlarımı ben veririm.

We have decisions to make.

Verilecek kararlarımız var.

Tom has difficulty making decisions.

Tom kararlar vermede zorluk çekiyor.

The administration makes important decisions.

Yönetim önemli kararlar alır.

Financial decisions are very important.

Mali kararlar çok önemlidir.

Don't make any decisions tonight.

- Bu gece bir karara varma.
- Bu gece bir karara varmayın.
- Bu gece bir karar verme.
- Bu gece bir karar vermeyin.

Don't make any quick decisions.

Hızlı kararlar verme.

Who makes the decisions here?

Burada kararları kim verir?

Let Tom make the decisions.

Tom'un karar almasına izin ver.

We made some poor decisions.

Biz bazı kötü kararlar verdik.

Sometimes people make wrong decisions.

Bazen insanlar yanlış kararlar verirler.

How do you make decisions?

Nasıl kararlar alıyorsun?

There were no easy decisions.

Kolay kararlar yoktu.

How are these decisions made?

Bu kararlar nasıl alınır?

Tom is making good decisions.

Tom iyi kararlar alıyor.

I have trouble making decisions.

Karar almakta zorlanıyorum.

- Tom has to make his own decisions.
- Tom must make his own decisions.

Tom kendi kararlarını vermek zorunda.

Let's start with no-stakes decisions.

Sıfır riskli kararlarla başlayalım.

It takes smart decisions and determination.

Akıllıca kararlar vermek ve kararlı olmak gerekir.

If you're not making smart decisions.

ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatıyor.

These are the decisions we've made.

Bunlar aldığımız kararlar.

I can't make decisions by myself.

Ben kendi başıma karar veremem.

Tom can't make his own decisions.

Tom kendi kararlarını alamıyor.

You must make your own decisions.

Kendi kararlarını vermelisin.

Tom needs to make some decisions.

Tom'un bazı kararlar alması gerekir.

They make decisions on new policy.

Yeni politika üzerine kararlar alıyorlar.

Tom makes all the decisions here.

Tom tüm kararları burada verir.

Our fate depends on your decisions.

Bizim kaderimiz senin kararlarına bağlıdır.

We have some decisions to make.

Verecek bazı kararlarımız var.

We've made too many bad decisions.

Biz çok fazla kötü karar aldık.

Tough decisions need to be made.

Zor kararlar verilmeli.

I can make my own decisions.

Kend kararlarımı verebilirim.

I've been making decisions all day.

Bütün gün kararlar veriyorum.

They're comfortable making those gut decisions.

içgüdüsel kararlar vermekte rahattırlar.

He refused to make quick decisions.

Hızlı kararlar vermeyi reddetti.

Think more and make decisions after.

Daha çok düşünün ve sonra kararlar verin.

We need to make better decisions.

Bizim daha iyi kararlar almamız gerekiyor.

I'm used to making difficult decisions.

Ben zor kararlar vermeye alışkınım.

Life is a series of decisions.

- Hayat bir dizi karardır.
- Yaşam bir dizi karardır.
- Hayat kararlar dizisidir.

Tom has made some bad decisions.

Tom bazı kötü kararlar aldı.

Tom has made some terrible decisions.

Tom bazı berbat kararlar aldı.

Tom has made several bad decisions.

Tom birkaç kötü karar aldı.

Tom and I make decisions together.

Tom ve ben kararları birlikte alırız.

I made all those decisions myself.

Bütün o kararları kendim verdim.

I'm not used to making decisions.

Karar vermeye alışkın değilim.

I can't make very sound decisions.

Çok sağlıklı kararlar veremiyorum.

Even decisions that used to be simple,

Restorana gitmek veya günlük alışveriş yapmak gibi

And eventually decisions have to be made.

Eninde sonunda bir karar almanız gerekiyor.

Tom made a lot of smart decisions.

Tom birçok akıllıca kararlar aldı.

Tom has got some decisions to make.

Tom'un alacak bazı kararları var.

Tom has got to make some decisions.

Tom bazı kararlar vermek zorunda.

Tom has to make his own decisions.

Tom kendi kararlarını vermek zorunda.

You always made my decisions for me.

Sen hep benim için kararlarımı aldın.

I make a lot of stupid decisions.

Bir sürü aptalca kararlar veririm.

I'm capable of making my own decisions.

Kararlarımı kendim verebilirim.

Tom is used to making quick decisions.

Tom hızlı kararlar vermeye alışkındır.

I'm the one who makes the decisions.

Kararlar veren kişi benim.

We have to make some tough decisions.

Bazı zor kararlar vermek zorundayız.

Tom has made several bad decisions recently.

Tom son zamanlarda birkaç kötü karar aldı.

Tom has made some horrible decisions recently.

Tom son zamanlarda korkunç bazı kararlar aldı.

Sami needed to make some bad decisions.

Sami'nin bazı kötü kararlar vermesi gerekiyordu.

I'm used to these kinds of decisions.

Bu tür kararlara alışkınım.

Sometimes it's important to make decisions quickly.

Bazen hızlı karar almak önemlidir.

I had to make some difficult decisions.

Bazı zor kararlar almam gerekiyordu.

Tom needs to make some tough decisions.

Tom'un bazı zor kararlar alması gerekiyor.

Nowadays we want our children to make their own decisions, but we expect those decisions to please us.

Günümüzde çocuklarımızın kendi başlarına karar almalarını istiyoruz ama o kararların hoşumuza gitmesini umut ediyoruz.

And I'm proud of the decisions you made.

ve verdiğiniz kararlarla gurur duyuyorum.

Unless their spouse approves, their decisions are invalid

Eşleri onaylamadığı sürece kararları geçersiz sayılıyor

These are decisions I want to make alone.

Bunlar yalnız vermek istediğim kararlar.

I don't let Tom make decisions for me.

Tom'a benim için kararlar vermesine izin vermem.

Tom always seems to have trouble making decisions.

Tom her zaman karar vermede sorun yaşıyor gibi görünüyor.

I try not to judge my friends' decisions.

Arkadaşlarımın kararlarını yargılamamaya çalışırım.

We still have a few decisions to make.

Hâlâ verecek birkaç kararımız var.

I wish we had made some better decisions.

Keşke daha iyi kararlar verseydik.

I'm old enough to make my own decisions.

- Kendi kararlarımı verebilecek yaştayım.
- Kendi kararlarımı alacak kadar büyüdüm.

Tom certainly is good at making snap decisions.

Tom kesinlikle anlık kararlar vermede iyidir.

Tom is the one who makes the decisions.

Kararları veren kişi Tom'dur.

Layla made some terrible decisions in her life.

Leyla hayatında bazı korkunç kararlar aldı.

Tom has made some very bad decisions recently.

- Tom son zamanlarda çok kötü kararlar verdi.
- Tom bu aralar çok yanlış kararlar alıyor.
- Tom son günlerde çok hatalı kararlarda bulundu.

We might never make the decisions that they made,

Onların verdiği kararları asla vermeyebiliriz