Translation of "Tough" in Turkish

- Tom's tough.
- Tom is tough.

Tom zorlu.

It's tough.

Zor.

You're tough.

Zor birisin.

Tough luck!

- Kötü talih!
- Şansına küs!

I'm tough.

Ben sert kimseyim.

They're tough.

Onlar dayanıklılar.

- He is a tough cookie.
- That's a tough cookie.
- She's a tough cookie.

- O zor biri.
- O bir çetin ceviz.

It was tough,

Zordu

Tom seems tough.

Tom sert görünüyor.

It was tough.

O zordu.

Life is tough.

- Hayat zordur.
- Hayat katıdır.
- Yaşam zordur.

Tom isn't tough.

Tom dayanıklı değildir.

Are you tough?

Sen çetin misin?

Tom was tough.

Tom sertti.

Everything is tough.

Her şey zorlu.

Tonight was tough.

Bu gece çetindi.

Times are tough.

- Zamanlar dayanıklıdır.
- Devir kötü.

Tom talks tough.

Tom sert konuşur.

This guy's tough.

Bu adam kabadayı.

It'll be tough.

O zor olacak.

They're tough guys.

Onlar sert insanlar.

They're tough kids.

Onlar sert çocuklar.

I'm very tough.

Çok zorluyum.

I'm not tough.

- Sert değilim.
- Kabadayı değilim.

I'm pretty tough.

Ben oldukça sertim.

Tom seemed tough.

Tom sert görünüyordu.

That'll be tough.

Bu zor olacak.

- It's a tough situation.
- This is a tough situation.

Bu zor bir durum.

- I've had a tough week.
- I had a tough week.

Zor bir hafta geçirdim.

- It's a very tough job.
- That's a very tough job.

Bu çok zor bir iş.

- Tom is one tough kid.
- Tom is a tough kid.

Tom sert bir çocuk.

These are tough questions.

Bunlar zor sorular.

Donkeys are tough animals.

Eşekler dayanıklı hayvanlardır.

The meat cuts tough.

Et zor kesiliyor.

She's a tough one.

O zor biri.

You're tough but fair.

Sert ama adilsin.

Tom isn't very tough.

Tom çok sert değil.

Tom is very tough.

Tom çok dayanıklıdır.

It's tough to explain.

Bunu açıklamak zor.

That's a tough one.

O sert biri.

This morning was tough.

Bu sabah sertti.

That was pretty tough.

O oldukça sertti.

Tom was really tough.

Tom gerçekten dayanıklıydı.

Tom was very tough.

Tom çok dayanıklıydı.

Tough decisions lie ahead.

Zor kararlar bizi bekliyor.

That makes it tough.

O bunu zorlaştırır.

This stuff is tough.

Bu şey sert.

Times are tough everywhere.

Zamanlar her yerde zor.

Times are extremely tough.

Zamanlar son derece zordur.

- We're strong.
- We're tough.

Biz sıkıyız.

Tom is pretty tough.

Tom oldukça sert.

The meat is tough.

Et serttir.

She's a tough woman.

- O sert bir kadındır.
- O sert bir kadın.

He's a tough cookie.

O güçlü ve mücadeleci kimse.

She's a tough cookie.

O bir çetin ceviz.

That's tough to do.

Onu yapmak zor.

Those were tough conditions.

Onlar zor koşullardı.

You guys were tough.

Siz beyler serttiniz.

Tom was pretty tough.

Tom oldukça sertti.

It'll be very tough.

Bu çok sert olacak.

It was really tough.

Bu gerçekten sertti.

We were tough guys.

Biz sert erkeklerdik.

This team is tough.

Bu takım çetin.

It makes you tough.

Bu seni sert yapar.

Tom is still tough.

Tom hâlâ sert.

It's a tough call.

Bu bir zor karar.

Those were tough times.

Onlar zor zamanlardı.

I'm not very tough.

Ben çok sert değilim.

It's a tough situation.

Bu zor bir durum.

You're a tough competitor.

Sen zorlu bir rakipsin.

You're a tough kid.

Sen zorlu bir çocuksun.

You're a tough guy.

Sen sert bir adamsın.

Tom wasn't very tough.

Tom çok zor değildi.

You're tough, aren't you?

Sen zorlusun, değil mi?

That Ramadan was tough.

O Ramazan çetin geçmişti.

- I've had a tough year.
- I have had a tough year.

Zor bir yıl geçirdim.

- I know times are tough.
- I know that times are tough.

Zaman kötü, biliyorum.

- I think Tom is tough.
- I think that Tom is tough.

Sanırım Tom çetin.

- I know Tom is tough.
- I know that Tom is tough.

Tom'un zorlu olduğunu biliyorum.

- Tom was tough.
- Tom was harsh.
- Tom used to be tough.
- Tom was aggressive.
- Tom has been tough.

Tom sertti.

At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.

O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.

- It'll be a tough match.
- It's going to be a tough match.

Zor bir maç olacak.

It's a little bit tough.

Birazcık zor oluyor.

This is one tough robot.

Çok dayanıklı bir robot.

He is a tough customer.

O sert bir müşteri.

He gets tough at times.

O arada bir saldırganlaşır.

Tom is a tough guy.

Tom sert bir adam.

Who is this tough guy?

Bu sert adam kim?

I had a tough day.

- Zor bir gün geçirdim.
- Zor bir günüm vardı.

Tom used to be tough.

Tom sertti.

Tom is tough, isn't he?

Tom çetin, değil mi?

Tardigrades are very tough animals.

Su ayıları çok sert hayvanlardır.

Tom is a tough cookie.

- Tom inatçı ve kararlı bir kimse.
- Tom çetin ceviz.

Tom is one tough cookie.

- Tom çetin cevizdir.
- Tom bir çetin ceviz.