Examples of using "Custody" in a sentence and their turkish translations:
O, hapisten kaçtı.
babalık sahtekârlığı, çocuk velayeti
Tom gözaltında.
Tom gözaltında kalır.
Sami'nin yasal velayeti var.
- Sami hapisten kaçtı.
- Sami gözaltından kaçtı.
Sami gözaltındaydı.
Tom hâlâ göz altında.
- Tom ihtiyati tutuklamada.
- Tom koruyucu gözaltında.
Tom gözaltına alındı.
O gözaltına alındı.
Sami velayet mücadelesini kazandı.
Şüpheli gözaltına alındı.
Tom çocuklarının velayetini kaybetti.
Tom oğlunun velayetini aldı.
Gözaltında bir şüphelimiz var.
Tom şimdi polis gözaltında.
Polis onu gözaltında tuttu.
O, dün gözaltından serbest bırakıldı.
Tom hâlâ polis gözetiminde.
Tom şu anda polis gözetiminde.
Koruyucu velayeti isteyebilirim.
Tom oğlunu gözaltına almak istiyor.
Tom gözaltında tutuluyor.
Leyla çocukların velayetine sahipti.
Tom çocukların velayetine sahip.
Tom'un erkek kardeşleri hâlâ gözaltında.
Gözaltında hiç şüpheli yok.
Sami çocuklarının velayetini kaybetti.
- Tom tutuklandı.
- Tom gözaltına alındı.
Adam polis gözetiminde tutuldu.
Tom çocukların tam velayetini istiyor.
Polis Tom'u gözaltına aldı.
Polisin gözaltında bir şüphelisi var.
Şüpheli tecavüzcü gözaltına alındı.
Tom koruyucu gözetime alındı.
Fadıl, çocuklarının velayetini alacak.
Sami kızının velayetini almaya çalıştı.
Sami çocukların velayetini paylaşmadı.
Ama çocukların velayeti bir sorundu.
Onun kocası da çocukların velayetini istedi.
Tom'a çocukların tam velayeti verildi.
Polis hâlâ Tom'u göz altında tutuyor mu?
Çocuklar için velayet davasından daha kötü bir şey yoktur.
Tom Mary'nin polis gözaltından kaçmasına isteksizce yardım etti.
Tom onun gözaltından kaçmasına yardım etmesi için Mary'ye rüşvet verdi.
Sami sorgulanmak üzere hemen gözaltına alındı.
Tom sorgulanmak üzere hemen gözaltına alındı.
Tom sorgulanmak üzere gözaltına alındı.
Sami velayet davasını kazanmak üzereydi.
Sami'nin çocuklarına geçici velayet verildi.
Çocukların velayetini henüz halletmedik.
Seni tam gözetim altına almaya çalışacağız.
Polis, kaçıranlardan birini gözaltında tutuyor.
Sami ve Leyla çocuklarının velayetini tartıştılar.
Sami ve Leyla altı çocuklarının velayetini paylaştılar.
en az iki düzine insan göçmenlik gözaltısında öldü.
Tom kız kardeşinin çocuklarının velayetini almaya çalışıyor.
Bence Tom'un çocukların velayetini alması çok zor.
Polis Tom'u gözaltına aldı.
Polis memurları, bağıran adamı gözaltına aldı.
Leyla bebeğini gözaltındayken doğurdu.
Leyla, üç çocuğunun velayetini almak için yasal işlem başlattı.
Sami, Leyla'yı öldürdü, çünkü Leyla velayet davasını kazanmak üzereydi.
Tom ve Mary'nin çocukları için sert bir boşanma ve velayet savaşı vardı.
Tom tutuklandı.