Translation of "Custody" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Custody" in a sentence and their turkish translations:

He escaped custody.

O, hapisten kaçtı.

Paternity fraud; child custody;

babalık sahtekârlığı, çocuk velayeti

Tom is in custody.

Tom gözaltında.

Tom remains in custody.

Tom gözaltında kalır.

Sami has legal custody.

Sami'nin yasal velayeti var.

Sami escaped from custody.

- Sami hapisten kaçtı.
- Sami gözaltından kaçtı.

Sami was in custody.

Sami gözaltındaydı.

Tom is still in custody.

Tom hâlâ göz altında.

Tom is in protective custody.

- Tom ihtiyati tutuklamada.
- Tom koruyucu gözaltında.

Tom was taken into custody.

Tom gözaltına alındı.

He was taken into custody.

O gözaltına alındı.

Sami won his custody battle.

Sami velayet mücadelesini kazandı.

The suspect was taken into custody.

Şüpheli gözaltına alındı.

Tom lost custody of his children.

Tom çocuklarının velayetini kaybetti.

Tom got custody of his son.

Tom oğlunun velayetini aldı.

We've got a suspect in custody.

Gözaltında bir şüphelimiz var.

Tom is in police custody now.

Tom şimdi polis gözaltında.

The police held him in custody.

Polis onu gözaltında tuttu.

He was released from custody yesterday.

O, dün gözaltından serbest bırakıldı.

Tom is still in police custody.

Tom hâlâ polis gözetiminde.

Tom is now in police custody.

Tom şu anda polis gözetiminde.

I can ask for protective custody.

Koruyucu velayeti isteyebilirim.

Tom wants custody of his son.

Tom oğlunu gözaltına almak istiyor.

Tom is being kept in custody.

Tom gözaltında tutuluyor.

Layla had custody of the children.

Leyla çocukların velayetine sahipti.

Tom has custody of the children.

Tom çocukların velayetine sahip.

Tom's brothers are still in custody.

Tom'un erkek kardeşleri hâlâ gözaltında.

There are no suspects in custody.

Gözaltında hiç şüpheli yok.

Sami lost custody of his children.

Sami çocuklarının velayetini kaybetti.

- Tom has been detained.
- Tom has been taken into custody.
- Tom was taken into custody.

- Tom tutuklandı.
- Tom gözaltına alındı.

The man was held in police custody.

Adam polis gözetiminde tutuldu.

Tom wants full custody of the kids.

Tom çocukların tam velayetini istiyor.

The police have taken Tom into custody.

Polis Tom'u gözaltına aldı.

The police have a suspect in custody.

Polisin gözaltında bir şüphelisi var.

The suspected rapist was taken into custody.

Şüpheli tecavüzcü gözaltına alındı.

Tom has been taken into protective custody.

Tom koruyucu gözetime alındı.

Fadil will get custody of his children.

Fadıl, çocuklarının velayetini alacak.

Sami attempted to get his daughter's custody.

Sami kızının velayetini almaya çalıştı.

Sami didn't share custody of the children.

Sami çocukların velayetini paylaşmadı.

But custody of the children was a problem.

Ama çocukların velayeti bir sorundu.

Her husband also wanted custody of the children.

Onun kocası da çocukların velayetini istedi.

Tom was given full custody of the children.

Tom'a çocukların tam velayeti verildi.

Do the police still have Tom in custody?

Polis hâlâ Tom'u göz altında tutuyor mu?

There's nothing worse for children than litigated custody.

Çocuklar için velayet davasından daha kötü bir şey yoktur.

Tom reluctantly assisted Mary to escape police custody.

Tom Mary'nin polis gözaltından kaçmasına isteksizce yardım etti.

Tom bribed Mary to let him escape custody.

Tom onun gözaltından kaçmasına yardım etmesi için Mary'ye rüşvet verdi.

Sami was immediately taken into custody for questioning.

Sami sorgulanmak üzere hemen gözaltına alındı.

Tom was immediately taken into custody for questioning.

Tom sorgulanmak üzere hemen gözaltına alındı.

Tom has been taken into custody for questioning.

Tom sorgulanmak üzere gözaltına alındı.

Sami was about to win the custody case.

Sami velayet davasını kazanmak üzereydi.

Sami was granted temporary custody of his children.

Sami'nin çocuklarına geçici velayet verildi.

We haven't worked out custody of the children yet.

Çocukların velayetini henüz halletmedik.

We're going to try to get you full custody.

Seni tam gözetim altına almaya çalışacağız.

The police have one of the kidnappers in custody.

Polis, kaçıranlardan birini gözaltında tutuyor.

Sami and Layla argued over custody of their children.

Sami ve Leyla çocuklarının velayetini tartıştılar.

Sami and Layla shared custody of their six children.

Sami ve Leyla altı çocuklarının velayetini paylaştılar.

At least two dozen people have died in immigration custody.

en az iki düzine insan göçmenlik gözaltısında öldü.

Tom is trying to get custody of his sister's children.

Tom kız kardeşinin çocuklarının velayetini almaya çalışıyor.

- I think it's highly unlikely that Tom will get custody of the kids.
- I think that it's highly unlikely that Tom will get custody of the kids.
- I think that it's highly unlikely Tom will get custody of the kids.
- I think it's highly unlikely Tom will get custody of the kids.

Bence Tom'un çocukların velayetini alması çok zor.

- The police took Tom into custody.
- The police have arrested Tom.

Polis Tom'u gözaltına aldı.

The police officers took the man who was yelling into custody.

Polis memurları, bağıran adamı gözaltına aldı.

Layla gave birth to her baby while she was in custody.

Leyla bebeğini gözaltındayken doğurdu.

Layla launched a legal action to gain custody of her three children.

Leyla, üç çocuğunun velayetini almak için yasal işlem başlattı.

Sami killed Layla because she was about to win the custody case.

Sami, Leyla'yı öldürdü, çünkü Leyla velayet davasını kazanmak üzereydi.

Tom and Mary had an acrimonious divorce and custody battle for their children.

Tom ve Mary'nin çocukları için sert bir boşanma ve velayet savaşı vardı.

- Tom was arrested.
- Tom got arrested.
- Tom has been arrested.
- Tom just got arrested.
- Tom has been taken into custody.
- Tom has been apprehended.

Tom tutuklandı.