Examples of using "Cooler" in a sentence and their turkish translations:
Hava gittikçe soğuyor.
Çok daha serin olsa da...
Bu gece daha serin.
Burası daha serin.
Ben ondan daha havalıyım.
Yarın daha serin olacak.
Hava gittikçe soğuyor.
Hava soğuyor.
Burası çok daha serin.
Günden güne hava soğuyor.
Soğutucuda daha fazla bira var.
Vay canına, burası çok daha serin.
Su soğutucusu bozuk.
Bu fırtınadan sonra hava daha serin olacak.
- Tom sağduyu çağrısında bulundu.
- Tom soğukkanlı olanların kazanmasını diledi.
- Tom aklıselim çağrısı yaptı.
- Tom aklıselimin galip gelmesini arzu ettiğini söyledi.
Hava soğuyor.
Biz yukarı çıkarken hava soğur.
Hava durumu yarın daha soğuk olacağını söylüyor.
Güneş batarken, yüzey serinliyor.
Buranın ne kadar daha serin olduğu şimdiden hissediliyor.
Aslında bunu hissedebiliyorum. Şimdiden daha serin.
Tom soğutucudan bir bira aldı ve onu açtı.
Ne kadar yukarıya gidersek hava o kadar soğuk olur.
Kanada'nın iklimi Japonya'nınkinden daha soğuktur.
Hava serinleyince kazak giymek zorunda kaldım.
Dünya neden daha havalı olan bir şekilde, küp mesela, değil de yuvarlak?
ve bu ilaçlar için iyi olurdu. İçerisi çok serin.
ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok serin.
Bu yüzden böcekler daha serin bir yerde saklanıyor olacaklar.
Evden bisikletimle dönerken hava soğudu.
Güneş lekeleri birkaç bin derece daha serin olduğu için çevrelerinden daha koyu görünür.
Bir yeraltı madeni, yüzeydeki sıcaklıktan 20-30 derece daha serin olabilir.
İngiltere'nin iklimi, Japonya'nınki kadar ılık değil ancak yaz aylarında çok daha serindir.
Daha serin bir günde gitmeliydik.
Bu mağarada kamp yapabiliriz ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok daha serin.
Bu mağarada kamp yapabiliriz ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok daha serin.