Examples of using "Consumption" in a sentence and their turkish translations:
ot satışını ve tüketimini yasallaştıran ilk ülkeydi.
Ben et tüketimimi azalttım.
Kağıt tüketimi arttı.
Bunlar insan tüketimi için değildir.
Gençlerde alkol tüketimi arttı.
Japonya'nın pirinç tüketimi azalıyor.
Fiyata tüketim vergisi dahil.
Alkol tüketimi her yıl artıyor.
Ücrete tüketim vergisi dahil değil.
Genellikle insanlar tüketim vergisine karşıdırlar.
Hükümet yakında tüketim vergisini kaldıracak mı?
Çoğu müşteri tüketim vergisine karşı çıktı.
Bütün bu ürünler insan tüketimi için uygun değil.
Beyaz şeker ve tuz tüketimini sınırla.
Japonya'da şimdi tüketim vergisi yüzde 5.
Hummer limuzinleri göze çarpan tüketimin nihai sembolüdür.
Çoğumuz tüketim vergisine karşıyız.
Tüketim vergisi, liste fiyatına dahil değildir.
Bu ürün yerel tüketim için kullanılmalıdır.
Toplum üretimden ve tüketimden soyutlanamaz.
Doktor Tom'a kırmızı et tüketimini azaltmasını söyledi.
Tüketim amaçlı yasadışı kaplumbağa avcılığı hala vardır.
Küçük arabalar, düşük yakıt tüketimi nedeniyle çok ekonomiktir.
Alkol tüketimi Doğu Avrupa'da, Batı Avrupa'dan daha yüksektir.
Amerika'da hazır yemek tüketimi 1977-1995 yılları arası üç katına çıktı.
Çoğu mal ve hizmet alımlarında% 5 tüketim vergisi alınır.
Mutasyonların kökeni kirletilmiş su tüketiminde gibi görünüyor.
İnek eti yemek desteklenirken köpek tüketimini protesto etmek ikiyüzlülüktür.
Japon halkının kişi başına düşen pirinç tüketimi yaklaşık elli yıl önce olanın yarısı.
Şurası muhakkak ki, günümüz toplumunda tüketimin insan hayatında önemli bir yere haiz olduğunu ve refah seviyesini ve mutluluğunu yakından alâkadar etmesinin tabii olduğunu söyleyebiliriz.