Examples of using "Selling" in a sentence and their turkish translations:
Mary ne satıyor?
Tom ne satıyor?
O, çiçek satıyor.
Keçilerimi satıyorum.
Benim işim arabalar satmaktır.
Ne satıyorsunuz?
Bir şey satmıyorum.
Arabamı satıyorum.
Onları satmayı bıraktılar.
Onlar ne satıyorlar?
O ne satıyor?
Tom bir şey satmıyor.
Gazete satmak kolay değildir.
Ben çiçek satmıyorum.
Ben teknemi satıyorum.
Evi satıyoruz.
Balık ve et satıyorlar.
ot satışını ve tüketimini yasallaştıran ilk ülkeydi.
- Onu küçümsüyorsun.
- Onu hafife alıyorsun.
Tom koyununu satıyor.
Tom ayakkabı satmaktan mutluydu.
Bill'in işi otomobil satmaktır.
O, kız izci kurabiyeleri satıyor.
Arabalar satmak benim işim.
Onlar herhangi bir şey satmayacak.
Evimizi satmıyoruz.
Tom evini satıyor.
O, konserlerde uyuşturucu satıyor.
Bu kitapçı JUMP satışını durdurdu.
Arabaları satmak benim işimdir.
Ruhunu satıyorsun.
- Arabanı mı satıyorsun?
- Arabanı satıyor musun?
Leyla göz kamaştırıcı başörtüleri satıyordu.
Bilgisayarlar gerçekten peynir ekmek gibi satılıyor.
O, araba satışı ile uğraşıyor.
Arabamı sana satmıyorum.
Bu mağaza şu anda sebze satıyor.
Ne satarsan sat ilgilenmiyorum.
Ben yeni bir araba satıyorum.
Yeni bir şapka satıyor.
O eski moda bir şapka satıyor.
O sadece kitapların satışıyla ilgileniyor.
Google reklam satarak para kazanır.
O, evini satmayı düşünüyor.
Bu kitap çok satıyor.
Bu gömlekler peynir ekmek gibi satılıyor.
Tom neden evini satıyor?
Sattığın şeyi istemiyorum.
Bu mobilyaları neden satıyorsunuz?
Evinizi neden satıyorsunuz?
Teröristler saldırıları karşılamak için sahte mal satıyor,
Apple yılda sıfır telefon satıyor.
Biletler, tüm şehirlerde çabuk satılıyor.
Onu evini satmaya ikna ettim.
Kardeşin evini neden satıyor?
Eşya satarak bunu tamir edemeyiz.
Biz evimizi satmayı hayal etmedik.
Tom çocuklara uyuşturucu satarken yakalandı.
Arabamı zararına satıyorum.
Ürünlerini çevrim içi satmaya çalışmalısın.
Tom uyuşturucu sattığı için ceza evine gitti.
Tom Jackson'un yeni kitabı iyi satmıyor.
Evimizi Tom'a satmıyoruz.
Evimi satmayı ciddi ciddi düşünüyorum.
Facebook hedeflenmiş reklam satarak para kazanır.
Bu kitap bu günlerde iyi satıyor.
Arabanı kime satıyorsun?
Onlar sadece kitap satışıyla ilgileniyordu.
Tom'un işi ikinci-el arabalar satmaktır.
Tom evini satmayı düşünüyor.
Bu, tereciye tere satmak gibi bir şey.
- O oyuncak kapış kapış satılıyor.
- O oyuncak çok satılıyor.
Kendimi beğendirmede çok iyi değilim.
Neden sattığınızı almalıyım?
Leyla kağıt satarak milyonlarını kazandı.
Sattığınız hiçbir şeyle ilgilenmiyorum.
- Sami'nin kitapları sıcak kek gibi satıyor.
- Sami'nin kitapları peynir ekmek gibi satıyor.
Sami kullanılmış araba alıp satıyordu.
Tom arabasını satmayı düşünüyor.
İşi ikinci el araba satmak.
Tom gençlere uyuşturucu satarken yakalandı.
bu ilaçları satan kişiler arasında bağlantı kuruyor.
ve yerel ürünleri internet üzerinden satmaya başladı.
Ama daha az risk ya da ceza ile sahtelerini internette satarak
Ünlü yazar bir başka en çok satan kitabı oluşturdu.
Sanırım o, balık satarak para kazanır.
O, onu olduğu gibi satıyor.
O, tablolarını satarak geçimini sağlıyor.
Tom onu olduğu gibi satıyor.
Bu küçük dükkanınızda ne satıyorsunuz?
Biletler hızla satılıyor ve yer sınırlı.