Examples of using "Clinging" in a sentence and their turkish translations:
Ağaçları sarmalaması
O, babasına sarılıyordu.
Çocuk annesine tutunuyor.
O çocuk annesine sarılıyordu.
Tom'a sarılmayı durdurmak zorundasın.
Birbirinin üzerinden geçen kökler karmakarışık. Derin bir çamur var.
Hâlâ gençliğimizin rüyalarına tutunuyoruz.
O hâlâ köpeğinin canlı bulunabileceği umuduna tutunuyordu.