Translation of "Each" in Turkish

- They loved each other.
- They liked each other.

Onlar birbirlerini sevdi.

Attacking each other,

birbirimize saldırdığımızdan,

On each country.

her ülkeye.

Fighting each other!?’

savaşmayı kesmiyoruz?

each other’s throats.

gırtlaklarındaydı.

- Each individual paid 7000 dollars.
- Each person paid $7,000.

Her kişi 7,000 dolar ödedi.

- Let's help each other.
- Let's help each other out.

Birbirimize yardım edelim.

- We help each other.
- We help each other out.

Biz birbirimize yardım ederiz.

- They were criticizing each other.
- They criticized each other.

Birbirlerini eleştirdiler.

- They're talking with each other.
- They're talking over each other.

Birbirleriyle konuşuyorlar.

- My parents despise each other.
- My parents hate each other.

Annem ve babam birbirlerini aşağılıyorlar.

- My parents despised each other.
- My parents hated each other.

Annem ve babam birbirlerini aşağılıyorlardı.

- We need to help each other.
- We must help each other.
- We have to help each other.

- Her diğerine yardım etmeliyiz.
- Biz birbirimize yardım etmeliyiz.
- Birbirimize yardım etmeliyiz.

We need each other.

Birbirimize ihtiyacımız var.

Into each AI implementation.

tüm yapay zekâ uygulamasına dâhil edelim.

each containing individual micromeds.

her biri tek mikro ilaçlar ihtiva ediyor.

And each porter received...

ve her hamala...

They each paid separately.

Onların her biri ayrı ayrı ödedi.

They admire each other.

Onlar birbirlerine hayrandır.

They confronted each other.

Onlar birbirleriyle yüzleştirildi.

We kissed each other.

Birbirimizi öptük.

Let's help each other.

Birbirimize yardım edelim.

Write down each word.

Her kelimeyi yazın.

They trust each other.

Birbirlerine güvenirler.

We love each other.

- Biz birbirimizi seviyoruz.
- Birbirimizi seviyoruz.

They helped each other.

Onlar birbirlerine yardım ettiler.

We understand each other.

Birbirimizi anlıyoruz.

We helped each other.

Birbirimize yardım ettik.

Girls criticize each other.

Kızlar birbirini eleştirir.

We've got each other.

Birlikteyiz.

They accused each other.

- Onlar birbirlerini suçladı.
- Birbirlerini suçladılar.

You've got each other.

Birbirinize sahipsiniz.

We liked each other.

Biz birbirimizi sevdik.

We dig each other.

Birbirimizden hoşlanıyoruz.

We hate each other.

Birbirimizden nefret ediyoruz.

They admired each other.

Onlar birbirlerine hayran kaldılar.

They love each other.

Onlar birbirlerini seviyorlar.

We know each other.

Birbirimizi tanırız.

Each one is different.

Her biri farklıdır.

We'll protect each other.

Birbirimizi koruyacağız.

We trusted each other.

Birbirimize güveniyorduk.

Each individual is different.

Her birey farklıdır.

They hated each other.

- Onlar birbirlerinden nefret ediyordu.
- Birbirlerinden nefret ettiler.

They found each other.

Onlar birbirlerini buldular.

They kissed each other.

Öpüştüler.

Read one sentence each.

Her bir cümleyi okuyun.

Each business is different.

Her iş farklıdır.

Each state is different.

- Her devlet farklıdır.
- Her eyalet farklıdır.

They complemented each other.

Onlar birbirini tamamladı.

We complement each other.

Biz birbirimizi tamamlarız.

They help each other.

Onlar birbirlerine yardımcı olurlar.

We supported each other.

Biz birbirimizi destekledik.

We support each other.

Biz birbirimizi destekleriz.

Each time was different.

Her sefer farklıydı.

Each can decide freely.

Her biri özgürce karar verebilir.

They loved each other.

Onlar birbirini sevdi.

We respect each other.

Biz birbirimize saygı gösteririz.

They recognized each other.

Birbirlerini tanıdılar.

They're thirty dollars each.

Onların tanesi otuz dolar.

They knew each other.

Onlar birbirini tanıyordu.

They hate each other.

- Birbirlerinden nefret ederler.
- Birbirlerinden nefret ediyorlar.

We understood each other.

Biz birbirimizi anladık.

They hugged each other.

Onlar birbirlerine sarıldı.

We greeted each other.

Selamlaştık.

Each congressman could vote.

Her kongre üyesi oy verebildi.

Money opens each door.

Para her kapıyı açar.

They see each other.

Onlar görüşürler.

We consoled each other.

Biz birbirimizi teselli ettik.

They teased each other.

Onlar birbirine takıldı.

We have each other.

Biz birbirimize sahibiz.

They each had three.

Onlardan her birinin üç tane vardı.

We push each other.

Birbirimizi itiyoruz.

They contradict each other.

Onlar birbirleriyle çelişiyorlar.

They understand each other.

Onlar birbirlerini anlıyorlar.

Let's help each other!

Birbirimize yardım edelim!

They tickled each other.

Birbirlerini gıdıklıyorlardı.

We hugged each other.

Sarılıyoruz.

We missed each other.

Birbirimizi özledik.

- The monkeys are grooming each other.
- The apes groom each other.

Maymunlar birbirlerini temizliyorlar.

- They are talking with each other.
- They're talking with each other.

Onlar birbirleriyle konuşuyor.

- We must help each other.
- We have to help each other.

Her diğerine yardım etmeliyiz.

- We'll see each other again.
- We'll be seeing each other again.

Birbirimizi tekrar göreceğiz.

- We are looking for each other.
- We're looking for each other.

Biz birbirimize bakıyoruz.