Examples of using "Intertwined" in a sentence and their turkish translations:
Onların hikayeleri sıkıca birbirine geçer.
Birbirinin üzerinden geçen kökler karmakarışık. Derin bir çamur var.
ve alacakaranlık bölgesindeki hayat Dünya iklimiyle iç içe geçmiş durumda.