Translation of "Belongings" in Turkish

0.099 sec.

Examples of using "Belongings" in a sentence and their turkish translations:

- Please mind your belongings.
- Please do not forget your belongings.

Lütfen eşyalarınızı unutma.

Her belongings were undisturbed.

Onun eşyaları karıştırılmamıştı.

Please mind your belongings.

Lütfen eşyalarınıza dikkat edin.

Brian left his belongings behind.

Brian eşyalarını geride bıraktı.

Don't leave your belongings unattended.

Kişisel eşyalarını gözetimsiz bırakma.

Are these all your belongings?

Bütün bunlar kişisel eşyalarınız mı?

Tom packed up his belongings.

Tom eşyalarını bavula koydu.

Tom lost all his belongings.

Tom tüm varlıklarını kaybetti.

- Tom gave away all of his belongings.
- Tom gave all of his belongings away.

Tom tüm eşyalarını hibe etti.

They are all my personal belongings.

Onların hepsi benim kişisel eşyalarım.

Tom sold all of his belongings.

Tom kişisel eşyalarının hepsini sattı.

Tom gathered together all his belongings.

Tom tüm eşyalarını bir araya toplandı.

I'd like to put my belongings away.

- Özel eşyalarımı saklamak istiyorum.
- Eşyalarımı yerine koymak istiyorum.

Put your name on all your belongings.

Bütün eşyalarınıza adınızı yazın.

Don't attempt to steal other people's belongings!

Diğer insanların eşyalarını çalmaya kalkışma!

Sami left his belongings on the beach.

- Sami eşyalarını sahilde bıraktı.
- Sami eşyalarını plajda bıraktı.

May I leave my belongings on the bus?

Kişisel eşyalarımı otobüste bırakabilir miyim?

They robbed the man of all his belongings.

Adamın bütün eşyalarını soydular.

Who left their belongings in the meeting room?

Kim özel eşyalarını toplantı odasında bıraktı?

- Someone stole my belongings.
- Someone stole my stuff.

Biri eşyalarımı çaldı.

My brother takes good care of his belongings.

Erkek kardeşim şahsi eşyalarına çok iyi bakar.

Don't leave your belongings unattended at the beach.

Plajda eşyalarınızı gözetimsiz bırakmayın.

Tom takes very good care of his belongings.

- Tom eşyalarına çok iyi bakar.
- Tom eşyalarına gözü gibi bakar.

I'm moving, so I need boxes for my belongings.

Taşınıyorum, bu nedenle eşyalarımı kutulara koymam gerekir.

Tom gathered his belongings and headed for the door.

Tom eşyalarını topladı ve kapıya yöneldi.

Be sure to take all your belongings with you.

Tüm eşyalarınızı yanınıza almayı unutmayın.

Tom put all his belongings in a small suitcase.

Tom tüm kişisel eşyalarını küçük bir valize koydu.

Tom lost most of his belongings in the fire.

Tom eşyalarının çoğunu yangında kaybetti.

Don't put your belongings on the dining-room table.

Eşyalarınızı yemek odası masasına koymayın.

I put all my belongings in a plastic bag.

Tüm kişisel eşyalarımı plastik bir torbaya koydum.

- He lost all his possessions.
- He lost all his belongings.

O, sahip olduğu her şeyi kaybetti.

She asked him to leave and take all his belongings.

O onun gitmesini ve tüm özel eşyalarını almasını istedi.

Tell Tom I want my belongings returned to me immediately.

Tom'a eşyalarımı bana derhal iade etmesini istediğimi söyle.

- Tom packed his things up.
- Tom packed up his belongings.

Tom eşyalarını bavula koydu.

- He lost everything he owned.
- He lost all his belongings.

O, bütün eşyalarını kaybetti.

Sami told Layla to remove her belongings from his house.

Sami, Leyla'ya eşyalarını onun evinden çıkarmasını söyledi.

While I was in the water, all my belongings were stolen.

Ben sudayken bütün eşyalarım çalındı.

Tom put all his belongings in boxes and sent them to Boston.

Tom tüm eşyalarını kutulara koydu ve onları Boston'a gönderdi.

- We need to destroy everything that belongs to you.
- We need to destroy all of your belongings.

Sana ait ne varsa yok etmemiz lazım.

When Sarah decided to move to India and start a new life, she gave away all of her belongings.

Sarah Hindistan'a taşınmaya ve yeni bir hayata başlamaya karar verdiğinde, o, tüm eşyalarını hibe etti.