Translation of "Airplane" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Airplane" in a sentence and their turkish translations:

Helicopter or airplane?

Helikopter mi, uçak mı?

Are airplane tickets expensive?

Uçak biletleri pahalı mı?

I'm an airplane mechanic.

Ben bir uçak tamircisiyim.

We saw the airplane.

Biz uçağı gördük.

This is my airplane.

Bu benim uçağım.

Never preferred airplane travel again

bir daha asla uçak yolculuğunu tercih etmedi

The pilot flew the airplane.

Pilot uçağı uçurdu.

An airplane is flying overhead.

Havada bir uçak uçuyor.

The airplane flew very low.

Uçak çok alçaktan uçuyordu.

The airplane arrives at 8.

Uçak saat 8'de geliyor.

Tom got on the airplane.

Tom uçağa bindi.

Thick clouds swallowed the airplane.

Yoğun bulutlar uçağı yuttu.

How old is this airplane?

Bu uçak kaç yaşında?

Can you fly an airplane?

Bir uçağı uçurabilir misin?

Tom built a model airplane.

Tom maket uçak yaptı.

Tom made a paper airplane.

Tom kâğıttan uçak yaptı.

An airplane from Moscow to Cairo

moskova'dan kahire'ye giden bir uçak

The airplane landed at Narita Airport.

Uçak Narita Havalimanı'na indi.

The airplane fell to the earth.

Uçak yere düştü.

His airplane crashed in the mountains.

Uçağı dağlarda kaza yaptı.

I went to Kyushu by airplane.

Kyushu'ya uçakla gittim.

Look! The airplane is taking off.

Bak! Uçak kalkıyor.

The airplane made a safe landing.

Uçak güvenli bir iniş yaptı.

The airplane took off on time.

Uçak zamanında kalktı.

Tom went to Boston by airplane.

Tom uçakla Boston'a gitti.

I want to travel by airplane.

Uçakla seyahat etmek istiyorum.

Are there movies in an airplane?

Uçakta filmler var mı?

The airplane is ready for landing.

Uçak iniş için hazır.

The airplane is ready for takeoff.

Uçak kalkış için hazır.

They stepped on board the airplane.

Onlar uçağa ayak bastılar.

Tom died in an airplane accident.

Tom bir uçak kazasında öldü.

My father can fly an airplane.

Babam uçak uçurabiliyor.

I've never flown in an airplane.

Bir uçakta asla uçmadım.

Tom jumped out of the airplane.

Tom uçaktan atladı.

Tom is making a paper airplane.

Tom bir kağıt uçak yapıyor.

I go to Brazil by airplane.

Uçakla Brezilya'ya gidiyorum.

Where can I get on the airplane?

Nerede uçağa binebilirim?

The airplane took off ten minutes ago.

Uçak on dakika önce kalktı.

I missed the airplane by a minute.

Bir dakikayla uçağı kaçırdım.

I found out where Tom's airplane crashed.

Tom'un uçağının nereye çarptığını öğrendim.

The airplane soon went out of sight.

Uçak biraz sonra görüş mesafesinden çıktı.

The airplane is capable of supersonic speeds.

Uçak sesten hızlı hızlara ulaşabilir.

An airplane had flown over the mountain.

Bir uçak dağ üzerinden uçtu.

The airplane landed safely on the runway.

Uçak piste güvenli şekilde indi.

They were on board the same airplane.

Onlar aynı uçağa bindiler.

The airplane landed on my father's farm.

Uçak babamın çiftliğine indi.

The airplane ascended to four thousand feet.

Uçak dört bin feet irtifaya çıktı.

This is my first journey by airplane.

Bu uçakla ilk yolculuğum.

Small hills look flat from an airplane.

Küçük tepeler uçaktan düz görünüyorlar.

This airplane accommodates 400 passengers quite comfortably.

- Bu uçak 400 tane yolcuya, oldukça rahat bir biçimde yer sağlıyor.
- Bu uçak rahatça 400 yolcu taşıyabilir.

He went to New York by airplane.

O, uçakla New York'a gitti.

An airplane touched down on the runway.

Bir uçak piste indi.

Great, another baby screaming on the airplane.

Harika, uçakta bir bebek çığlığı daha.

The pilot landed the airplane in the field.

Pilot uçağı alana indirdi.

He made a model airplane for his son.

O, oğlu için bir model uçak yaptı.

- I saw a plane.
- I saw an airplane.

Bir uçak gördüm.

He is afraid to fly in an airplane.

O, bir uçakta uçmaktan korkuyor.

A passenger airplane took off for the USA.

Bir yolcu uçağı ABD'ye havalandı.

They took an airplane from Berlin to Istanbul.

Berlin'den İstanbul'a uçak ile geldiler.

The airplane took off for London last night.

Uçak dün gece Londra'ya gitmek için havalandı.

- The airplane is ready.
- The plane is ready.

Uçak hazır.

The airplane took off and boarded to China.

Uçak havalandı ve Çin'e uçtu.

Where can I pick up my airplane ticket?

Uçak biletimi nereden alabilirim?

I took an airplane from Tokyo to Kyushu.

Tokyo'dan Kyushu'ya giden bir uçağa bindim.

The snow prevented the airplane from taking off.

Kar uçağın kalkmasını engelledi.

We'll get on the airplane in an hour.

Bir saat içinde uçağa bineceğiz.

This airplane from the 1940's still flies.

1940'lardan kalan bu uçak hâlâ uçuyor.

Do you have an airplane ticket back home?

Eve dönmek için uçak biletin var mı?

Investigators foiled a plot to hijack an airplane.

Müfettişler bir uçak kaçırma planını bozdular.

Never say the word "bomb" on an airplane.

Bir uçakta asla "bomba" sözcüğünü söyleme.

- That plane is enormous!
- That airplane is huge!

Şu uçak çok büyük.

It was too cloudy to see the airplane.

Uçağı göremeyecek kadar çok bulutluydu.

He is scared of flying on an airplane.

Uçakta uçmaktan korkuyor.

How many times have you traveled by airplane?

Uçakla kaç kez seyahat ettin?

All communication with that airplane was suddenly cut off.

O uçakla olan tüm iletişim aniden kesildi.

Have they found out what happened to that airplane?

Onlar o uçağa ne olduğunu buldular mı?

All the passengers were killed in the airplane crash.

Uçak kazasında tüm yolcular öldü.

The first airplane flew in 1903 for twelve seconds.

1903'te ilk uçak on iki saniye uçtu.

The boy threw a paper airplane at the teacher.

Oğlan, öğretmene kağıt bir uçak attı.

I want to learn how to fly an airplane.

Uçak uçurmayı öğrenmek istiyorum.

The airplane was going to carry them to Bauru.

Uçak onları Bauru'ya taşıyacaktı.

I need to buy an airplane ticket for Moscow.

Moskova için bir uçak bileti almam gerekiyor.

The new airplane flies at twice the speed of sound.

Yeni uçak sesin iki katı hızlı uçuyor.

The airplane is scheduled to arrive at Honolulu tomorrow morning.

Uçağın yarın sabah Honolulu'ya varması planlanıyor.

The airplane used a rocket motor to assist with takeoff.

Uçak, kalkışa yardımcı olmak için bir roket motoru kullandı.

The airplane was at the mercy of the strong wind.

Uçak güçlü rüzgarın merhametindeydi.

The natives saw an airplane then for the first time.

Yerliler o zaman ilk kez bir uçak gördüler.

A car, an airplane, and a computer are all machines.

Bir araba, bir uçak ve bir bilgisayar hepsi makinedir.