Translation of "Tickets" in Turkish

- No tickets are needed.
- Tickets aren't required.

Bilet gerekli değildi.

- Tickets are available now.
- Tickets are on sale now.
- Tickets are now on sale.

Biletler şimdilik satılık.

Tickets are limited.

Biletler sınırlı.

Tickets aren't required.

Biletler gerekli değildir.

- Thank you for the tickets.
- Thanks for the tickets.

Biletler için teşekkür ederim.

- Thank you for the tickets.
- Thanks for the tickets!

- Biletler için teşekkür ederim.
- Biletler için teşekkürler!

- I will buy the tickets.
- I'll buy the tickets.

Biletleri satın alacağım.

Two adult tickets and three children's tickets to London, please.

Londra'ya iki yetişkin ve üç çocuk bileti, lütfen.

Let's get discount tickets.

İndirimli biletler alalım.

I have three tickets.

Üç biletim var.

Are airplane tickets expensive?

Uçak biletleri pahalı mı?

We're buying movie tickets.

Sinema biletleri alıyoruz.

I have the tickets.

Biletlerim var.

I have your tickets.

Biletlerin bende.

Who's got the tickets?

Kimin biletleri var?

Give me the tickets.

Biletleri bana ver.

I got tickets yesterday.

Biletleri dün aldım.

Limited tickets are available.

Sınırlı biletler mevcuttur.

Tickets are available online.

Biletler online olarak mevcut.

These are expensive tickets.

Bunlar pahalı biletler.

Tickets are tax deductible.

Biletler vergiden düşülür.

Tickets are available here.

Burada biletler mevcut.

Tickets are available now.

Biletler şimdi mevcut.

Buy your tickets early.

Biletlerini erkenden satın al.

Get your tickets now.

Şimdi biletini al.

Thanks for the tickets.

Biletler için teşekkürler.

Here are the tickets.

İşte biletler.

I have two tickets.

İki biletim var.

Purchase advance tickets here.

Burada peşin bilet satın alın.

Tom has the tickets.

Tom'un biletleri var.

I bought three tickets.

Üç bilet aldım.

Tom bought three tickets.

Tom üç bilet aldı.

Two tickets to Boston.

Boston'a iki bilet.

Adult tickets are $13.00.

Yetişkin biletleri 13 Dolar'dır.

- Tom got these tickets for nothing.
- Tom got these tickets for free.

O, bu biletleri parasız aldı.

- How many tickets did you get?
- How many tickets did you buy?

Kaç tane bilet satın aldın?

- Tom has the tickets.
- Tom is the one who has the tickets.

Biletlere sahip olan kişi Tom'dur.

- I got these tickets for free.
- I got these tickets for nothing.

Bu biletleri bedava aldım.

- I haven't yet bought the tickets.
- I haven't bought the tickets yet.

Henüz biletleri almadım.

Where can I buy tickets?

Nereden bilet satın alabilirim?

Where can I get tickets?

Biletleri nerede alabilirim?

Do you want these tickets?

- Bu biletleri istiyor musunuz?
- Bu biletleri istiyor musun?

Tom tore up the tickets.

Tom biletleri yırttı.

Tom didn't buy the tickets.

Tom biletleri almadı.

Have you bought the tickets?

Biletleri satın aldınız mı?

I paid for these tickets.

Bu biletleri ödedim.

Where can you get tickets?

Biletleri nerede alabilirsin?

I'll buy the tickets tomorrow.

Yarın biletleri alacağım.

Tom bought three lottery tickets.

Tom üç piyango bileti aldı.

Who'll buy the theater tickets?

Tiyatro biletlerini kim alacak?

We've bought our tickets already.

Biz biletlerimizi zaten aldık.

Tickets are available online only.

Biletler yalnızca online olarak mevcuttur.

Tickets are $30 per person.

Biletler kişi başına 30 dolar.

Tickets are now on sale.

Biletler şimdi satışta.

Tickets go on sale Monday.

Biletler pazartesi ucuzlayacak.

I have tickets to sell.

Satacak biletlerim var.

We are buying movie tickets.

Biz sinema biletleri alıyoruz.

Are the train tickets expensive?

Tren biletleri pahalı mı?

Who gave out the tickets?

Biletleri kim verdi?

Do you have the tickets?

Biletlerin var mı?

We've sold all the tickets.

Bütün biletleri sattık.

I'd like two tickets, please.

Ben iki bilet istiyorum, lütfen.

I'd like three tickets, please.

Üç bilet istiyorum, lütfen.

I'd like four tickets, please.

Dört tane bilet istiyorum, lütfen.

I'd like five tickets, please.

Beş tane bilet istiyorum, lütfen.

There are no tickets left.

Bilet kalmadı.

Do you have today's tickets?

Bugünkü biletlere sahip misin?

Season tickets will be available.

Sezon biletleri satışa sunulacak.

Give me back my tickets.

Biletlerimi bana geri ver.

I'll pay for the tickets.

Biletleri ödeyeceğim.

I forgot the train tickets.

Tren biletlerini unuttum.

We're buying the tickets tonight.

Bu gece biletleri alacağız.

Don't you want these tickets?

Bu biletleri istemiyor musun?

We don't have tickets yet.

Henüz biletimiz yok.

I don't have the tickets.

Biletler bende değil.

I forgot to buy tickets.

Biletleri almayı unuttum.

How much are the tickets?

- Biletler ne kadar?
- Biletler kaç para?

Are there any tickets left?

Hiç bilet kaldı mı?

Were there any tickets left?

Hiç bilet kaldı mı?

- I'm the one who paid for the tickets.
- I paid for the tickets.

Ben biletleri ödedim.

- The tickets were selling like hot cakes.
- The tickets sold like hot cakes.

Biletler çörek gibi satıldı.

- I bought two tickets for a concert.
- I bought two tickets for the concert.

Konser için iki bilet aldım.

- Tom paid for the tickets.
- Tom is the one who paid for the tickets.

Tom biletleri ödedi.

The number of tickets was limited.

Biletlerin sayısı sınırlıydı.

How do I use meal tickets?

Yemek fişlerini nasıl kullanırım?

Do you have any tickets left?

Hiç artan biletin var mı?

The tickets are 20 yen each.

Biletlerin her biri yirmi yen.

Do you sell advance tickets here?

Burada önceden bilet satıyor musunuz?

Tom needs two tickets to Boston.

Tom'un Boston'a iki bilete ihtiyacı var.