Examples of using "Flying" in a sentence and their turkish translations:
Resmen uçuyorsun.
Uçmaktan nefret ediyorum.
Tom uçmaktan nefret eder.
- Uçmak keyiflidir.
- Uçmak eğlencelidir.
- Uçmak zevklidir.
Uçan sincap ağaçtan aşağıya uçarak geldi.
Ben uçmaktan korkuyorum.
Tom sınavdan yüksek not alarak geçti.
Bir diğer uçan araç.
Japon bayrakları dalgalanıyordu.
- Ben Almanya'ya uçuyorum.
- Ben uçakla Almanya'ya gidiyorum.
Uçmayı sever misin?
Uçmak fazla pahalı.
Kaderden kaçılmaz.
Bak! Uçan bir hamam böceği!
Uçmaktan hiç zevk almadım.
Kıvılcımlar her yerde uçuyordu.
Uçmaktan hoşlanmam.
Biz bulutların üstünde uçuyoruz.
Uçmaktan korkmam.
Uçmaktan korktuğunu biliyorum ama uçmak tehlikeli değil.
Havada bir uçak uçuyor.
Çevrede kuşlar uçuyorlar.
Uçurtmalar uçurmak tehlikeli olabilir.
Ben bir uçan daire gördüm.
Tom bu gece uçacakla gelecek.
Tom uçmaktan korkuyor.
Çocuklar uçurtma uçuruyorlardı.
Ben yarın Hanoi'ye uçuyorum.
Göç eden kuşlar güneye uçuyorlar.
Yarın Boston'a uçuyorum.
Ben Boston'a geri uçuyorum.
Çocuklar uçurtma uçuruyorlar.
Yarın Boston'a uçuyoruz.
- Boston'a uçuyor olacağım.
- Boston'a uçacağım.
Kuşlar güneye uçuyor.
Uçtuğumu hayal ettim.
O, uçurtmaları uçurmada iyidir.
Bir helikopteri uçurmak kolay değildir.
Tom bir uçurtma uçuruyor.
Tom bir uçuş eğitmenidir.
Uçan arabalar nerede?
Kazlar güneye uçuyor.
- Uçmaktan korktuğunu biliyorum.
- Uçak korkunun olduğunu biliyorum.
Trenle gitmeyi, uçakla gitmeye tercih ederim.
Kuzeyden uçan sincap Kuzey Amerika'da uçan tek sincap türüdür.
Tom sınavdan yüksek not aldı.
erkekler gibi uçuyorlardı.
tüm o büyük insanların yanından hızlıca geçmek
Helikopter şimdi çok alçaktan uçuyor.
Kırlangıçlar gökyüzünde uçuyor.
UFO tanımlanamayan uçan nesne anlamına gelir.
O, yarın Paris'e uçuyor.
Kuşlar havada uçuyorlar.
Düşük uçan turnalar sıcak havayı gösterir.
Tom yarın Boston'a uçuyor.
Kuzeyden gelen uçan sincaplar ağaçların içinde yuva yapar.
Çiçek yaprakları rüzgarda uçuyor.
Bir uçurtma uçurmak tehlikeli olabilir.
Havada uçan bir helikopter gördüm.
Arılar çiçeklerin ortasına uçar.
O kanatlı bir atın üzerinde uçuyor.
Başımın üzerinde uçan bir helikopter duydum.
Sokakta, bayraklar uçuyor.
O uçak çok alçaktan uçuyor.
Uçarak uzaklaşan bazı kuşlar gördüm.
Deniz martıları alçaktan uçuyor.
Bir kuş sürüsü uçuyor.
Biz Pasifik üzerinde uçuyoruz.
Benim uçma korkum yok.
Ben rüzgar gibi uçuyordum.
Uçmak çok kirliliğe neden olur.
Bütün uçan arabalar nerede?
Leyla etrafta uçan uçağı gördü.
Yarın sabah Boston'a uçuyorum.
Pazartesi günü Boston'a uçuyoruz.
Tom uçakla Boston'a dönüyor.
oditoryumda özgürce uçan bir kartal
''Dün gece bir uçan daire gördüm.
Sherly'i Cannes'a uçuruyor olurlar mıydı?
Birkaç kuş havada uçuyordu.
İnsanoğlu uzaya uçmayı başardı.
Dev gibi bir kuş ona doğru uçarak geldi.
Uçağımız bulutların üzerinde uçuyordu.
Birkaç kırlangıç havada uçuyor.
O gün, Japon bayrakları dalgalanıyordu.
Gemi bir Amerikan bayrağı dalgalandırıyordu.
Bir UFO gökyüzünde uçuyor.
Gökyüzünde bir kuş uçuyordu.
Uçak bulutların üzerinde uçuyor.
Şehrin üzerinde bir uçak uçuyor.
Biz pazar günü Almanya'ya uçuyoruz.
Bu yıl Tayland'a uçacağız.
- Hiç uçan bir fil gördün mü?
- Hiç uçan bir fil gördünüz mü?
Gökyüzünde bir kartal uçuyor.
Kuşlar hızla uçarken yüksek sesle cıvıltı yaparlar.
Bir beyzbol topu pencereden uçarak geldi.