Translation of "Preferred" in Turkish

- Tom preferred to shop in person.
- Tom preferred to shop in-store.

Tom alışverişini görerek yapmayı tercih ediyordu.

Piglets are her preferred prey.

Tercih ettiği av, domuz yavrusu.

Never preferred airplane travel again

bir daha asla uçak yolculuğunu tercih etmedi

He preferred studying at night.

Gece çalışmayı tercih etti.

Tennis is my preferred sport.

- Tenis tercih ettiğim spordur.
- Tenis tercih ettiğim spor.

I've always preferred working alone.

Ben her zaman yalnız çalışmayı tercih ettim.

It isn't my preferred theme.

Bu benim tercih ettiğim konu değil.

- I would've preferred you do it.
- I would have preferred you do it.

Onu yapmanı tercih ederdim.

- Tom would have preferred to stay home.
- Tom would've preferred to stay home.

Tom evde kalmayı tercih ederdi.

He preferred working to doing nothing.

O, çalışmayı bir şey yapmamaya tercih etti.

I preferred to write in English.

Ben İngilizce yazmayı tercih ettim.

Tom preferred to shop in-store.

- Tom alışverişini görerek yapmayı tercih ediyordu.
- Tom alışverişini dükkandan yapmayı tercih etti.

Layla preferred a more romantic place.

Leyla daha romantik bir yeri tercih etti.

- I would've preferred not to be here.
- I would have preferred not to be here.

Burada olmamayı tercih ederdim.

- Tom told me he preferred red wine.
- Tom told me that he preferred red wine.

Tom bana kırmızı şarabı tercih ettiğini söyledi.

Tom didn't ask me which I preferred.

Tom bana hangisini tercih ettiğimi sormadı.

He preferred playing the violin to singing.

- Şarkı söylemek yerine keman çalmayı tercih etti.
- Keman çalmayı şarkı söylemeye tercih etti.

I preferred baseball to football in my childhood.

Çocukluğumda beyzbolu futbola tercih ederdim.

Perhaps you would have preferred a French dish.

Belki bir Fransız yemeğini tercih ederdiniz.

I wouldn't blame you if you preferred to leave.

Gitmeyi tercih edersen seni suçlayamam.

- What's your preferred language?
- What is your favorite language?

Senin öncelikli dilin nedir?

When she was young, she preferred coffee to Japanese tea.

O gençken, kahveyi Japon çayına tercih ederdi.

Layla preferred to spend her time out of the house.

Leyla zamanını evinin dışında geçirmeyi tercih etti.

Sami preferred a death sentence and he got his wish.

Sami ölüm cezasını tercih etti ve dileğine ulaştı.

But this photo shows my preferred method of rehearsing the moves.

Bu da hareketleri tekrarlarken tercih ettiğim yöntem.

Many of my friends preferred to study German instead of Spanish.

Arkadaşlarımın çoğu İspanyolca yerine Almanca öğrenmeyi tercih etti.

There are over 50,000 people that use BSL as their preferred language.

50.000 den fazla insan BSL yani İngiliz işaret dilini ana dili olarak kullanıyor.

Mrs and Mr Kent preferred to go to the mountains last summer.

Bay ve Bayan Kent geçen yaz dağlara gitmeyi tercih ediyordu.

Fellow officers nicknamed Ney ‘the Indefatigable’… his men preferred ‘le Rougeaud’, the ruddy,

Memurlar, Ney lakaplıydı 'Yenilmez' ... adamları 'le Rougeaud'u,

Tom preferred to walk ten kilometres than pay money for a bus ticket.

Tom bir otobüs bileti için para ödemektense on kilometre yürümeyi tercih etti.

I didn't want to go; I preferred to stay home, enjoying my solitude.

Gitmek istemedim; evde kalıp yalnızlığın keyfini çıkarmayı tercih ettim.

I believe in the preferred version, it does a much better job of, you know,

Tercih edilen versiyona inanıyorum, bilirsiniz, kadının Vietnam'daki

The king also preferred to send a part of his army east through southern Transylvania

Kral ayrıca ordusunun bir kısmını güneydeki Erdel üzerinden doğuya oradan da iktidarını yeniden tesis etmek için Eflak'a göndermek istedi.

The King of Hungary at first preferred a defensive strategy, wanting to let Bayezid wear down

Macar Kralı başlangıçta, düşmanın Macar topraklarında ilerleyerek Bayezid'in birliklerini yenmeye çalıştığı bir savunma stratejisini tercih etti.

I preferred wearing my Hawaiian T-shirt and green shorts to be cool and different, but I quickly got used to the white shirt and black slacks.

Klas ve farklı olmak için Hawaii tişörtümü ve yeşil şortumu giymeyi tercih ettim, ama çabucak beyaz gömlek ve siyah pantolona alıştım.