Translation of "Zodra" in Turkish

0.060 sec.

Examples of using "Zodra" in a sentence and their turkish translations:

- Ik bel je zodra terug.
- Ik bel u zodra terug.
- Ik bel zodra terug.

Seni hemen geri arayacağım.

Ik bel zodra terug.

Yakında tekrar arayacağım.

Bel me zodra je thuiskomt.

Eve vardığında beni ara.

Ik kom zodra ik kan.

Mümkün olduğu kadar kısa sürede geleceğim.

Zodra hij komt beginnen we.

O geldiğinde biz başlayacağız.

Zodra ze niets meer op kunnen...

İyice doyduklarında da...

Schrijf me zodra je er bent.

Oraya varır varmaz bana yazın.

Zodra het leven op Aarde meercellig werd

Dünya, çok hücreli organizmalar,

Zodra iemand lid wordt van de server

Birisi sunucuya girer girmez,

Ze kwam hierheen zodra ze het hoorde.

O, onu duyar duymaz buraya geldi.

Laten we gaan zodra Tom hier komt!

Tom buraya gelir gelmez gidelim.

We vertrekken zodra het stopt met regenen.

Yağmur durur durmaz gideceğiz.

Ik zal het boek teruggeven zodra ik kan.

Elimden geldiğince kısa sürede kitabı teslim edeceğim.

Zodra hij alleen was, opende hij de brief.

O, yalnız olduğu anda mektubu açtı.

Laat ons vertrekken van zodra hij terug is.

O, geri döner dönmez çıkalım.

Zodra we er aankwamen, begon het te regenen.

Oraya varır varmaz, yağmur yağmaya başladı.

Laat het me weten zodra het beslist is.

Kararlaştırılır kararlaştırılmaz haber edin lütfen.

Voortaan is het afgelopen zodra ik het weet.

Bundan sonra, anladığım an son vereceğim.

- Van zodra ze mij zag, barstte ze in tranen uit.
- Zodra ze mij zag, barstte ze in tranen uit.

- O beni görür görmez, gözyaşlarına boğuldu.
- Beni görür görmez gözyaşlarına boğuldu.

Zodra de maan feller wordt, zijn superzintuigen minder krachtig.

Ay'ın parlaklığı arttıkça süper sezgiler biraz atıl kalır.

Ik heb haar herkend van zodra ik haar zag.

Görür görmez onu tanıdım.

Ik zal dat verkopen zodra ik een koper vind.

Bunu bir alıcı bulur bulmaz satacağım.

Zodra het twee uur is, ga ik naar bed.

Saat ikiyi vurur vurmaz yatmaya gideceğim.

Ik laat je iets weten zodra ik daar ben.

Oraya varır varmaz seni bilgilendireceğim.

Zodra je de tv zou aanzetten, zou alles daarover gaan.

TV'yi açtığınızda her şey bunun hakkında olurdu.

Ik zal je bellen zodra ik aan het station ben.

İstasyona vardığımda, seni ararım.

Zodra Tom de kamer binnenkwam, begon iedereen gelukkig te kijken.

Tom odaya girer girmez herkes mutlu görünmeye başladı.

Zodra het vechten begint, zal het niet veilig hier zijn.

Savaş başlar başlamaz burası güvenli olmayacak.

En we denken bij onszelf: "Zodra ik die top heb bereikt,

Ve şöyle düşünürüz: "Zirveye ulaştığım zaman

Zodra ze haar eitjes uitzet, laten de mannetjes pluimen sperma los.

Dişi, yumurtalarını bırakır bırakmaz erkekler sperm bulutları saçıyor.

We kunnen de invoerbeperkingen opheffen zodra de gezamenlijke overeenkomst ondertekend is.

Ortak anlaşma imzalanır imzalanmaz, ithalat üzerindeki kısıtlamaları kaldırabiliriz.

Ik had kunnen weten dat zodra ik verliefd werd op de realiteit,

Gerçekliğe aşık olduğum o an bilmeliydim ki

Ik ben zo moe dat ik naar bed ga zodra ik thuiskom.

O kadar yorgunum ki eve varır varmaz yatacağım.

- Zeg zodra u contact opneemt met uw vrienden tegen ze dat er een lawine komt.
- Zeg aan je vrienden, zodra je ze contacteert, dat er een lawine op komst is.

Arkadaşlarınla iletişim kurar kurmaz onlara bir çığ geldiğini söyle.

Zodra ze haar 15 eieren heeft gelegd, moet ze terug naar waar ze begon.

15 yumurtasını bırakır bırakmaz başladığı yere dönmek zorunda.

- Ik bel je zodra ik thuiskom.
- Ik bel je zo gauw als ik thuiskom.

Eve varır varmaz seni arayacağım.

Tom werd populair onder de tieners zodra hij zijn debuut maakte op het witte doek.

Tom ilk kez sahneye çıkar çıkmaz gençler arasında popüler oldu.

- Ik zal contact met je opnemen zodra ik aankom.
- Ik contacteer je meteen als ik aankom.

Gelir gelmez sizinle iletişim kuracağım.

Zodra je bent gestoken, duurt het slechts minuten... ...voordat het giftige mengsel van de zee-egel toeslaat.

Isırdıktan birkaç dakika sonra denizkestanesinin zehri devreye giriyor.