Examples of using "Zaten" in a sentence and their turkish translations:
O dönemde tutuklular...
Biz önde oturduk.
- Yöneticilerle yüz yüze oturduk.
- Yöneticilerle karşılıklı oturduk.
Onlar yan yana oturdular.
Kızlar yan yana oturuyorlardı.
Biz sessizce masaya oturduk.
Tom ve Mary birlikte oturdular.
Biz daire şeklinde oturduk.
Onlar mutfakta oturdular.
Biz aynı otobüsteydik.
Yanıma oturduklarında
Resmen doğanın içindeydiler.
Bütün çocuklar bir dair içinde oturuyordu.
Anahtarlar çantamdaydı.
Öğrenciler bir daire içinde oturdular.
Masanın etrafına oturup iskambil oynadılar.
Biz içeri girdiğimizde Tom ve Mary oturuyordu.
O kutunun içinde birçok kitap vardı.
Tom ve ben bankta oturduk.
Biz parkta bir banka oturduk.
Onlar parkta bir banka oturdular.
Daire şeklinde ateşin etrafına oturduk.
Odanın ortasına oturduk.
Tom ve Mary bir kar fırtınası tarafından kapana kısıldılar.
Bu gölette bir sürü kurbağa vardı.
Bir gün ofiste otururken
O büyük ağacın gölgesinde oturdular.
Tüm çocuklar yerde bir daire içinde oturuyorlardı.
Bu sabah uyandığınızda göz kapaklarınız birbirine yapışmış mıydı?
Onun altında olmadığımız için uğurlu yıldızlarınıza şükredin.
Bu benim arkadaşım Rachel. Birlikte liseye gittik.
Tom ve arkadaşları kamp ateşinin etrafında oturdu ve şarkılar söyledi.
Mary ve benim aynı trende olmamız, tamamen bir tesadüftü.
Ağaçta bir sürü kuş vardı.
Çentikler ve çizikler ile dövülenler yenilerden daha uzağa uçuyorlardı.
Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.
Çocuklar çamurda oynuyordu.
Ertesi gün, hepimiz korkunç içki mahmurluğu geçirdik.
Bu benim arkadaşım Rachel. Birlikte liseye gittik.
Onlar birbirlerinin boğazına sarılmıştı.