Examples of using "Naast" in a sentence and their turkish translations:
O, yanıma oturdu.
O, yanıma oturdu.
Ken yanıma oturdu.
Onun yanına oturdum.
Onun yanına oturdum.
Benim yanıma oturabilirsin.
Yanımda otur.
Onlar yan yana oturdular.
Tom Mary'nin yanında oturuyordu.
O benim yanımda.
- Onların yanında yaşıyorum.
- Onların bitişiğinde oturuyorum.
Onun yanında yaşıyorum.
Temizlik imandan gelir!
Kızlar yan yana oturuyorlardı.
Benim yanımda durma.
Tom Mary'nin yanına oturmak istiyordu.
O amcasına bitişik yaşadı.
Herkes onun yanına oturmak istiyor.
O onun yanına oturdu.
Tom Mary'ye bitişik bir koltuk aldı.
Onun yanına oturdu.
Tom, Mary'nin yanına oturdu.
Tom amcasının yanında yaşadı.
Benim yanıma oturdu.
Banka postanenin yanındadır.
Yanıma oturduklarında
Sonra Chaz yanıma oturdu.
köşeden gelmesini izlerken
Kraliçe kralın yanında durdu.
Kedi yanımda uyumayı sever.
O, sarı evin yanında duruyor.
Tom hariç, orada kimseyi tanımıyordum.
Tom yanımda oturmak istemiyordu.
Tom karısının yanına gömüldü.
Masanın yanında iki sandalye var.
Parsın ağzı... Belki iki buçuk santimden daha yakındı, sağ kulağımın hemen yanındaydı
Burada, yan yana duran iki evrene bakıyoruz.
Biraz meyve dışında hiçbir şey yemedi.
Tom piyanoda Mary'nin yanına oturdu.
Köpek adamın yanına oturdu.
En büyük kapı pencerenin yanında.
Hayır, sandalyeler masanın yanında.
Yanında durduğumuz göl, saf pil asidinden yapılmış.
yanında orta yaşlı kızı var
Ama o, uçakta senin yanında oturuyor muydu?
Evimin yanında birkaç dükkân var.
Irmağın kenarında terk edilmiş bir araba vardı.
İkinci ayna kapının yanına asıldı.
hemen yanında büyük bir ahtapot daha vardı.
Yaşlı bir adam otobüste yanıma oturdu.
Tom sık sık hatalı.
John'un yanına oturdum.
Yanımızdaki kişinin elini tutalım.
Tom onun yanına oturmamı istemedi.
Kulak ve kollarındaki yaraların yanı sıra topallayarak yürüyor,
Tabii başka sebepler de vardı. Bu nedenle Pando şehrini ele geçirmek üzere ilerledik.
Tom ve Mary otobüste sık sık birbirinin yanına oturur.
Ve piyanonun yanında duran bu konuk kim?
Bilim insanları haksız olmayı sevmezler ama yapboz oynamaya bayılırlar
Bütün askerler yan yana durdu.
Burnu büyüktü.
Gölün yanındaki eski kilise çok güzel.
Yanımda oturmasını tercih ederdim.
Ama beş metrelik hayalet vatozlar bile denizlerdeki en büyük balığın yanında ufak kalır.
Evimin yanında bir kilise var.
Ona gideceksin, hatırını soracaksın, yanına oturacaksın.
. Korkusuz ve sonuna kadar meydan okuyan o , ordusunun çoğunun yanında boğazında bir İngiliz okuyla öldü
Mary dolaptan ütü masasını çıkardı ve onu açtı, pencerenin yanına yerleştirdi.
Evde bir oturma odasının yanı sıra iki yatak odası ve tabii ki bir mutfak ve bir banyo vardı.
Onlar onunla çiftliğin yakınındaki eski bir ahşap binaya yürüdüler.
Alfabeyi yeniden düzenleyebilseydim, U ve I'ı birlikte koyardım.
Köpeğimin adı Belysh. Bu yaz ona pençesini çıkarmasını öğrettim. Her sabah erkenden kalkıp onu besliyorum. Sonra yürüyüşe çıkarız. O beni diğer köpeklerden korur. Ben bisiklet sürmeye gittiğimde, o yanımda koşuyor. Onun bir arkadaşı var, adı Chernyshka. O onunla oynamaktan hoşlanıyor. Belysh çok kibar ve zeki bir köpek.