Translation of "Vrede" in Turkish

0.023 sec.

Examples of using "Vrede" in a sentence and their turkish translations:

- Vrede!
- Vrede.

- Selametle.
- Hadi selametle.

- Ze willen vrede.
- Zij willen vrede.

Onlar barış istiyor.

"Vrede zij u." "Vrede zij u ook."

"Selamünaleyküm." "Ve aleykümselam."

Liefde en vrede.

Sevgi ve Barış.

Ik wil vrede.

Barış istiyorum.

Rust in vrede.

- Huzur içinde yat.
- Huzur içinde yatsın.

Ga in vrede.

Güle güle git.

We leven in vrede.

- Biz barış içinde yaşarız.
- Huzur içinde yaşıyoruz.

Een olijftak symboliseert vrede.

Bir zeytin dalı barışı sembolize eder.

Hij sprak over vrede.

Barış hakkında konuştu.

We komen in vrede.

Biz barış içinde geliriz.

Blijvende vrees, blijvende vrede.

Sonsuz korku, sonsuz barış.

We hopen op vrede.

Biz barış için ümit ediyoruz.

De duif symboliseert vrede.

Güvercin barışı simgeler.

Vrede zij met u!

Barış seninle olsun.

We werken voor vrede.

Barış için çalışıyoruz.

De president wil vrede, toch?

Başkan barış istiyor, değil mi?

De hele natie wil vrede.

Bütün ulus barış istiyor.

Vrede is beter dan oorlog.

Barış savaştan daha iyidir.

Geef de vrede een kans.

Barışa bir şans verin.

Iedereen wil een duurzame vrede.

Herkes kalıcı barış istiyor.

Terreur in oorlog ... sieraad in vrede ...

Savaşta terör… barış içinde süsleme…

Vrede kan niet zonder tolerantie bestaan.

Barış, tolerans olmadan var olamaz.

Enkel vrede kan de wereld redden.

Sadece barış dünyayı kurtarabilir.

We willen enkel in vrede leven.

Biz sadece barış içinde yaşamak istiyoruz.

- De duif is een symbool van de vrede.
- De duif staat symbool voor de vrede.

- Güvercin, barışın sembolüdür.
- Güvercin bir barış sembolüdür.

- De vrede kwam terug na drie jaar oorlog.
- De vrede keerde weer, na drie jaar oorlog.

Üç yıllık savaşın ardından barış geri döndü.

Van die vrede die van binnen komt.

tadını çıkarabilirsiniz.

Ons land wil niets anders dan vrede.

Bizim ülkemiz barıştan başka bir şey istemiyor.

Ik zou hier in vrede kunnen leven.

Burada barış içinde yaşayabilecektim.

- Vrede, genade en zegeningen van God zij u.
- Vrede, genade en zegeningen van God zij met jou.
- Vrede, genade en zegeningen van God zij met jullie.

Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

Wat de aard van de innerlijk vrede is.

ki bu iç huzurunuzun doğasında vardır.

Wees vastbesloten deze innerlijke vrede mee te nemen

içinizdeki bu huzuru gün içerisinde

Oorlog is vrede. Vrijheid is slavernij. Onwetendheid is kracht.

Savaş barıştır. Özgürlük köleliktir. Cahillik güçtür.

Van een bron van vrede en een bron van geluk

bir huzur ve mutluluk kaynağı yaratıp

Vrede is de voortzetting van de oorlog met andere middelen.

Barış, diğer yollarla savaşın devamı niteliğindedir.

Sami zei dat de islam een ​​religie van vrede is.

Sami İslam'ın barış dini olduğunu söyledi.

Sami zei dat hij zijn vrede in de islam vond.

Sami huzuru İslam'da bulduğunu söyledi.

Vrede is niet de afwezigheid van geweld maar de aanwezigheid van rechtvaardigheid.

Barış şiddetin yokluğu değildir ancak adaletin varlığıdır.

Een van de dingen die we kunnen doen om oorlog te stoppen en vrede te stichten,

Barış sağlamak ve savaşları durdurmak için yapabilceğimiz şeylerden biri de