Translation of "Uitleggen" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Uitleggen" in a sentence and their turkish translations:

- Ik kan uitleggen.
- Ik kan het uitleggen.

Açıklayabilirim.

Laat het me uitleggen.

Şöyle açıklayayım.

Tom moet dingen uitleggen.

Tom'un yapacak biraz açıklaması var.

Laat me het uitleggen.

Açıklayayım.

Ik kan alles uitleggen.

Ben her şeyi açıklayabilirim.

Ik kan dat uitleggen.

Onu açıklayabilirim.

Maar eerst moet ik uitleggen

ama önce belirtmeliyim ki

Laat ik dit anders uitleggen.

O zaman farklı yaklaşmama izin verin.

Hoe kan ik het uitleggen?

Onu nasıl açıklayabilirsin?

Ik kan het niet uitleggen.

Açıklayamam.

Wie kan mij dit uitleggen?

Bunu bana kim açıklayabilir?

Kan je me iets uitleggen?

Bana bir şey açıklayabilir misin?

Zou je dat willen uitleggen?

Sakıncası yoksa bunu açıklar mısınız?

Ik zal het later uitleggen.

Daha sonra açıklayacağım.

Kun je me dat uitleggen?

Bunu bana açıklayabilir misin?

Schat, ik kan het uitleggen.

- Balım, açıklayabilirim.
- Tatlım, açıklayabilirim.

Ik wil jullie iets uitleggen.

Size bir şeyi açıklamak istiyorum.

Ik moet jullie iets uitleggen.

Size bir şeyi açıklamam lazım.

Ik kan dit niet uitleggen.

Bunu açıklayamam.

Zal ik jullie er een uitleggen:

size şöyle açıklayabilirim;

Ik kan nu niet alles uitleggen.

Şimdi her şeyi açıklayamam.

Hoe moet ik je dat uitleggen?

- Sana bunu nasıl açıklamam gerekiyor?
- Onu sana nasıl açıklamalıyım?

Wilt u mij deze zin uitleggen?

Bu cümleyi bana açıklar mısınız?

Ik zal het aan hem uitleggen.

Ben onu ona anlatacağım.

Ik moet dat uitleggen aan Tom.

Bunu Tom'a açıklamalıyım.

Ik moet een paar dingen uitleggen.

Birkaç şeyi açıklamam gerekiyor.

Tom gaat het aan mij uitleggen.

Tom onu bana açıklayacak.

Het uitleggen van elk feit duurde lang.

Her gerçeğin açıklanması uzun zaman aldı.

De verpleegster zal je uitleggen hoe dat moet.

Hemşire onu nasıl yapacağını sana söyleyecek.

Kunt ge uitleggen waarom ge te laat zijt?

Niçin geç kaldığını açıklayabilir misin?

Ik kan het verschil tussen die twee niet uitleggen.

Bu ikisi arasındaki farkı açıklayamam.

Ik zal het volgende week tot in detail uitleggen.

Önümüzdeki hafta onu ayrıntılı olarak açıklayacağım.

Tom zal je uitleggen hoe je dat moet doen.

Tom size onun nasıl yapılacağını söyleyecektir.

Als je me laat spreken, dan kan ik alles uitleggen.

Konuşmama izin verirsen, her şeyi açıklayabilirim.

Zou je dat nog eens wat meer gedetailleerd willen uitleggen?

Onu bir kez daha biraz daha ayrıntılı açıklar mısın?

Ik zou het je kunnen uitleggen maar je hersens zouden exploderen.

Onu size açıklardım, ancak beyniniz patlardı.

Tom vond dat hij moest uitleggen waarom hij te laat was.

Tom niçin geç kaldığını açıklaması gerektiğini hissetti.

- Ik kan het ook niet verklaren.
- Ik kan het ook niet uitleggen.

Onu ben de açıklayamam.

- Ik kan het je onmogelijk uitleggen.
- Het is me onmogelijk het je uit te leggen.

Onu sana açıklamam imkansız.

Johannes wist niet hoe hij aan zijn vrouw moest uitleggen dat hij zijn werk opgezegd had.

John işini bıraktığını eşine nasıl açıklayacağını bilmiyordu.

- De leraar verklaarde ons de betekenis van dat woord.
- De leraar zal ons de betekenis van het woord uitleggen.

Öğretmen bize kelimenin anlamını açıkladı.

- U hebt altijd het recht om behandeling te weigeren, maar ik moet u de mogelijke gevolgen uitleggen als dat uw keuze is.
- Je hebt altijd het recht om behandeling te weigeren, maar ik moet je de mogelijke gevolgen uitleggen als dat je keuze is.

Tedaviyi reddetme hakkınız her zaman var, ama tercihinizin bu olması durumunda yaşanabilecek olası sonuçlarla ilgili açıklama yapmak durumundayım.