Translation of "Slimme" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Slimme" in a sentence and their turkish translations:

Slimme keus, waarschijnlijk.

Muhtemelen akıllıca bir seçim.

Nog andere slimme ideeën?

Başka parlak fikirleriniz var mı?

Tom is een slimme zakenman.

Tom kurnaz bir iş adamı.

Ze hebben heel slimme landbouw nodig.

Çok zekice bir tarıma ihtiyaç duyuyorlar.

...als je geen slimme beslissingen neemt.

ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatıyor.

Hij is een slimme oude hond.

O sinsi yaşlı bir köpek.

Tom is een erg slimme jongen.

Tom çok akıllı bir çocuktur.

En zo zijn er honderden slimme duwtjes.

Bunun gibi yüzlerce küçük iteklemeler var.

Neem slimme beslissingen en we komen hier samen uit.

Akıllıca kararlar verin ve buradan birlikte çıkalım.

Dit is een moeilijke beslissing dus maak een slimme keus.

Bu zor bir karar, bu yüzden akıllıca bir karar verin.

Dit wordt niet gemakkelijk maar als we slimme keuzes maken...

Bu kolay olmayacak ama zekice seçimler yaparsak

Je slimme beslissingen hebben me geholpen de meedogenloze woestijn overleven,

Şimdiye kadar zekice seçimleriniz bu acımasız çölde hayatta kalmamı sağladı

- Je bent een slimme jongen.
- Je bent een intelligente knaap.

- Sen akıllı bir oğlansın.
- Sen akıllı bir çocuksun.

Hoe is het om verliefd te worden in een slimme stad?

Akıllı bir şehirde aşık olmak nasıl bir şey?

Een slimme manier om te kunnen woekeren in de stilstaande lucht.

Aşağılardaki durgun hava şartlarında iyi bir çoğalma yolu.

Het is hier makkelijk verdwalen. Dus we moeten een slimme beslissing nemen.

Burada kaybolmak çok kolay. Akıllıca kararlar vermemiz gerekiyor.

Hypsiboas punctatus-kikkers hebben een slimme manier om elkaar 's nachts te zien.

Benekli ağaç kurbağaları, geceleri birbirlerini dâhiyane bir şekilde görüyor.

Je hebt slimme beslissingen genomen... ...en we hebben 'n beest gevonden dat we zochten.

Bugün akıllıca seçimler yaptınız ve aradığımız yaratıkların birini bulduk,

Mijn hond heet Belysh. Deze zomer heb ik hem geleerd om pootje te geven. Iedere morgen sta ik vroeg op en geef hem te eten. Daarna gaan we een eindje wandelen. Hij beschermt me tegen andere honden. Wanneer ik fiets, rent hij naast me. Hij heeft een vriend, haar naam is Chernyshka. Hij vindt het leuk om met haar te spelen. Belysh is een hele vriendelijke en slimme hond.

Köpeğimin adı Belysh. Bu yaz ona pençesini çıkarmasını öğrettim. Her sabah erkenden kalkıp onu besliyorum. Sonra yürüyüşe çıkarız. O beni diğer köpeklerden korur. Ben bisiklet sürmeye gittiğimde, o yanımda koşuyor. Onun bir arkadaşı var, adı Chernyshka. O onunla oynamaktan hoşlanıyor. Belysh çok kibar ve zeki bir köpek.