Examples of using "Niet uit" in a sentence and their turkish translations:
Avustralyalı değil misin?
Kendini aşırı yorma.
- Aldırma.
- Takma kafana.
- Salla gitsin.
- Ben Hindistan'dan gelmedim.
- Ben Hindistanlı değilim.
- Hindistanlı değilim.
- Ben Boston'lu değilim.
- Bostonlu değilim.
Daha kapama.
Lütfen bana gülme.
O eşek arısını tahrik etme.
Bu benim için önemli değil.
Ben Avrupalı değilim.
Ben Afrikalı değilim.
Ben Asyalı değilim.
Ben Avustralya'lı değilim.
Neresinde olduğu önemsiz. Sadece içinde bir yerde.
O yuvadan çıkmayacaktı.
Sebebi umurumda değil.
Henüz hediyeyi açmayın.
- Bu kadın Suriyeli değil.
- Bu kadın Suriye'li değil.
- Lütfen şişeden içmeyin.
- Lütfen şişeden içme.
Tren grevi beni hiç rahatsız etmedi.
Elini pencerenin dışına uzatma.
Hangi dergi olduğu önemli değil.
Fark etmez
Tom umursuyor gibi görünmüyor.
Rastgele bir kart seç.
Neyse sorun değil. Öğle vakti.
Niçin ceketini çıkarmıyorsun?
Onun ne yaptığı umurumuzda değil.
Onun nereli olduğu önemli değil.
Nasıl göründüğün umurumda değil.
Kirli bardaktan su içmeyin!
Bu yıl Noel için can atmıyorum.
Kimin hatası olduğu fark etmez.
Hayır, Ben Amerika Birleşik Devletleri'nden değilim.
Onun ne dediği önemli değil.
Tom iki ikizi birbirinden ayıramadı.
Kimin kazandığı umurumda değil.
kaymadım, yani ölmedim
Oyunu hangi takımın kazanacağı önemli değil.
Hava sıcak olsada umurumda değil.
Kalabalık olup olmadığı önemli değil.
O akıllı bir erkek çocuğuna benzemiyor.
Ne olduğu umurumda değil.
Kalıp kalmaman önemli değil.
Aldırış etmem.
- Onu kardeşinden ayıramıyorum.
- Onu kardeşinden ayırt edemem.
Bugünün işini yarına bırakma.
Doğruyu söylemek gerekirse, benim için önemi yok.
- Karga karganın gözünü oymaz.
- İt iti ısırmaz.
Dışarı çıkmadan önce gazı kapatmayı unutmayın.
Benim için fark etmez.
O kitabı alırsan, benim için sakıncası yok.
Mary'nin kalıp kalmayacağı Tom'un umurunda değil.
Bu gölet yazın bile kurumaz.
Tom Mary'nin kalmasını ya da gitmesini umursamıyor.
Onu kardeşinden ayıramıyorum.
Suçunu kabul edip etmemesinin hiçbir önemi yok.
- Onun buraya gelip gelmediği benim için önemli değil.
- Onun buraya gelip gelmemesi benim için önemli değil.
- Onun buraya gelip gelmemesi beni ilgilendirmiyor.
- Onun buraya gelip gelmemesi umurumda değil.
Derslere gitmezsem fizik öğretmenim umursamaz.
Ne tür bir top kullanırsanız kullanın.
Tom'un hapishaneye gidip gitmediği umurumda değil.
Yağmurda yürümek beni rahatsız etmez.
Onun gelip gelmediği beni ilgilendirmez.
Ne söylersen söyle fikrimi değiştirmeyeceğim.
Gözümü ayırmak istemiyorum, sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.
Gözümü ayırmak istemiyorum. Sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.
Bakmak ile ilgili ne kadar becerikli görünseniz de
Dışarı çıkmadan önce gazı kapatmayı unutmayın.
Gerçekten umurumda değil.
Ne kadar hızlı yürürsen yürü, ona yetişemezsin.
- O, hemen şimdi önemli değil.
- O, şu anda önemli değil.
Bugünün işini yarına bırakma.
Önemli olan, alttan kaldırıp nazikçe tutmak, böylece toprak dağılmaz.
Bu muhtemelen akıllıca. Gözümü ayırmak istemiyorum. Sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.
Ne olduğu umurumda değil.
O, şişeyi başaşağı çevirdi ve salladı fakat bal hâlâ akmıyordu.
O şiiri sadece bir kez okudu. Onu ezbere bilemez.
- Umurumda değil.
- Aldırmıyorum.
- Umurumda değil!
- İnsanların ne dediği umurumda değil.
- İnsanların söyledikleri umurumda değil.
Kurbağayı kara kurbağasından ayırt edemem.
Yağmurda yürümek beni rahatsız etmez.
Bir çözüm için akıntıya kürek çekmeniz umurumda değil ama keşke bir karar verseniz.
Ne dersen de, ben bunu kendi yöntemimle yapacağım.