Examples of using "M'n" in a sentence and their turkish translations:
- Gözlüğüm nerede?
- Gözlüklerim nerede?
Elimden gelenin en iyisini yaparım.
- Karım öldü.
- Karım vefat etti.
- Kocam öldü.
- Kocam vefat etti.
Burası benim odam.
Babamın arabası anneminkinden küçük.
Elimden geleni yapıyorum.
Kız kardeşimi gördün mü?
O, kardeşimindir.
Sen benim tek aşkımsın.
Ah, bilgisayarım yine dondu!
Kendimi rahat hissediyorum.
- Cesedimi çiğnemeden olmaz.
- Cesedimi çiğnemen lazım.
Cebimde ne mi var?
Ceplerimde hiçbir şey yok.
Annem dua ediyor.
Burada tek başımayım.
Kitabımı ne yaptın?
Bu bir bakıma geçim masraflarım için tetris oynamak gibi:
Yatağımın altında bir canavar var.
Ebeveynlerimle temas kurdum.
Lütfen beni erkek kardeşimle kıyaslama.
Atalarımın bazıları Polonya'dan gelmiş.
O, çocuklarımın annesiydi.
Erkek ve kız kardeşlerimi seviyorum.
Şu çay içen benim babamdır.
O resimde elimi tutuyorsun.
Şemsiyemi yanımda getirmeyi unuttum.
Elimden geleni yapıyorum.
Yatağımdan çık.
O, kızımın en iyi arkadaşı.
Ben onun etrafında kendimi rahat hissediyorum.
Tom'un etrafında rahat hissediyorum.
Gözlüklerim nerede?
- Cüzdanımda daha fazla para yok.
- Cüzdanımda para kalmadı.
O, kızımın en iyi arkadaşı.
Bugün hayatımın en güzel günü.
Numara hâlâ ezberimde.
Hayır, zaten ağzımda bir şey var.
Orada kendimi rahat hissetmiyordum.
Ailemi düşündükçe içimi bir hüzün kaplıyor.
İstediğimi yapmama izin vermiyorsun.
Yaşamımı seviyorum.
En çok sevdiğim şey; laptopum.
Saatim durmuştu, bu yüzden saati bilmiyordum.
Babam bana nasıl yemek pişireceğimi öğretiyor.
laptopumu açtım ve sınıfımda yaptığım bir şey için oluşturduğum
Kendimi seninle rahat hissediyorum.
Burada rahat hissetmiyorum.
Henüz çok rahat hissetmiyorum.
Ondan sonra, ayrıldım ama onların evinde çantamı unuttuğumu fark ettim.
Bugün annemin doğum günü. Pasta sipariş ettim.
Eğer su tabancası istiyorsan sadece para biriktirmek ve onu kendin almak zorunda kalacaksın. Senin için sürekli oyuncaklar alamam. Verecek param yok.