Examples of using "Kikker" in a sentence and their turkish translations:
Kurbağa vraklar.
Mary kurbağayı öptü.
Tom kurbağayı öptü.
Kurbağa kuyuda.
Yılan bir kurbağayı yuttu.
...dünyanın en kuzeyinde yaşayan kurbağa olmuştur.
Çocuk kurbağaya bir taş fırlattı.
Kurbağayı kara kurbağasından ayırt edemem.
Kuyudaki bir kurbağa okyanusu bilmez.
Eski bir havuz var. Kurbağa içine atlar ve sudan ses çıkar.
Soğuk, kurbağanın ince, nemli derisinden içeri sızıyor.
Düğünden önceki akşam Mary hâlâ soğuk kanlıydı.
Biz bir taşa çok benzeyen bir tür zehirli kurbağa inceliyoruz.
Fakat kurbağaların görüşü florışı dalga boyuna mükemmel şekilde uyumlanmış durumda.
Boğazımda gıcık var.
Her sabah canlı bir kurbağa ye ve günün geri kalan kısmında sana daha kötü bir şey olmayacak.