Translation of "Hart" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Hart" in a sentence and their turkish translations:

- Je hebt geen hart.
- Jij hebt geen hart.
- U heeft geen hart.

- Senin bir kalbin yok.
- Senin bir yüreğin yok.

- Je hebt haar hart gewonnen.
- Je won haar hart.
- Je won zijn hart.
- Je hebt zijn hart gewonnen.

Sen onun kalbini kazandın.

Open je hart.

Kalbini aç.

Volg je hart!

Kalbinin sesini takip et!

- Vreugde vulde haar hart.
- Haar hart was vol vreugde.

Onun yüreği sevinç doluydu.

- Je hebt haar hart gewonnen.
- Je won haar hart.

Sen onun kalbini kazandın.

Zijn hart is gebroken.

- Onun kalbi kırıktır.
- Onun kalbi kırık.

Ze brak mijn hart.

O kalbimi kırdı.

Je breekt mijn hart.

Kalbimi kırıyorsun.

Vreugde vulde haar hart.

Onun yüreği sevinç doluydu.

Mijn hart doet pijn.

- Kalbim acılıdır.
- Kalbim acıyor.

Luister naar je hart.

Kalbini dinle.

Mijn hart was gebroken.

Kalbim kırılmıştı.

Hij had een gebroken hart.

Onun kalbi kırıktı.

Mijn hart begon te kloppen.

Kalbim atmaya başladı.

Tom heeft een zwak hart.

Tom'un zayıf bir kalbi var.

George had een gebroken hart.

George kırık kalpli idi.

Het hart is een spier.

Kalp bir kastır.

Mijn hart klopt in mijn keel.

Nabzım kesinlikle çok yükseldi!

En dat breekt echt mijn hart,

Bu gerçekten kalbimi kırdı,

In het hart van zijn stad.

Tam, atmacanın şehirdeki evinin orta yerinde.

Uit het oog, uit het hart.

Gözden ırak olan, gönülden ırak olur.

Ik heb geen hart meer nodig.

Artık bir kalbe ihtiyacım yok.

Hij heeft een hart van goud.

Onun altından bir kalbi var.

Zij heeft een hart van goud.

Onun altından bir kalbi var.

Tom heeft een hart van goud.

- Tom'un altından bir kalbi var.
- Tom altın yüreklidir.

Hij heeft een hart van steen.

- O taştan bir kalbe sahip.
- Onun taştan bir kalbi var.

Om uit te gaan van het hart,

yürekten başlamak,

"Je hebt mijn hart gebroken", zei Mary.

Mary "sen benim kalbimi kırdın" dedi.

Ik dank u met heel mijn hart.

Ben bütün kalbimle teşekkür ediyorum.

Open uw hart en vertel mij alles.

Kalbini aç ve bana her şeyi anlat.

Het hart bevindt zich in de borst.

Kalp, göğüste yer alır.

Haat is de winter van het hart.

Kin kalbin kışıdır.

- Ik hou van je met heel mijn hart.
- Ik hou van je uit de grond van mijn hart.

Seni bütün kalbimle seviyorum.

Tom woont in het hart van de stad.

Tom şehrin kalbinde yaşıyor.

De ogen zijn de tolken van het hart.

- İçinden geçen gözlerinden okunuyor.
- Gözleri kalbinin tercümanı gibi.

Ik hou van je met heel mijn hart.

Seni bütün kalbimle seviyorum.

Wijn maakt het hart van de mens blij.

Şarap insanın kalbini mutlu eder.

Ik zal je altijd in mijn hart dragen.

Seni her zaman kalbimde taşıyacağım.

Ik was gelukkig totdat jij mijn hart brak.

Kalbimi kırıncaya kadar ben burada mutluydum.

Ze heeft de sleutel tot mijn hart gevonden.

O, kalbimin anahtarını buldu.

Tom heeft een speciaal plaatsje in mijn hart.

Tom kalbimde özel bir yere sahiptir.

Het menselijk hart is vergelijkbaar met een pomp.

İnsan kalbi, bir pompayla kıyaslanabilir.

Dit blauwe hart een huis waarin je kan rechtopstaan.

Bu mavi kalp içinde ayağa kalkabileceğin bir ev.

Nooit zag ik dergelijk kwaad in één enkel hart!

Tek bir kalpte böyle kötülük görmemiştim!

...naar een afgelegen dorp in het hart van de jungle.

bulunan bir köye götürmek.

Misschien zouden deze 'uit het oog, uit het hart'-microben

Belki de bu, gözden ve gönülden uzak mikroplar

Verken de omvang ervan, wees 'aanwezig' voor wat ons hart zegt.

Sınırlarını öğrenin, kalbinizin güncesine bir göz atın.

Waar het hart vol van is, loopt de mond van over.

Dervişin fikri neyse zikri de odur.

Vanaf het moment dat hij haar zag bleef zijn hart stilstaan.

Onu gördüğün andan itibaren, onun kalbi durdu.

- Hebt u onlangs hartkloppingen gehad of voelde het alsof uw hart tekeer ging?
- Heb je onlangs hartkloppingen gehad of voelde het alsof je hart tekeer ging?

Son zamanlarda çarpıntı ya da kalbiniz küt küt atıyormuş gibi hissettiğiniz oluyor mu?

Een opengebroken hart is alert en levend en roept op tot actie.

Aniden açılmış bir kalp uyanık, canlı ve aksiyonu ister durumdadır.

...hebben we de macht om de natuur in hun hart te plaatsen.

...merkezlerine doğayı yerleştirme gücüne sahibiz.

- Uit het oog, uit het hart.
- Wat niet weet, wat niet deert.

Gözden uzak olan, gönülden uzak olur

Als ik u zie, laat mijn hart weten dat ik verliefd ben.

Ne zaman seni görsem, kalbim bana aşık olduğumu söylüyor.

Hoe sneller je hart slaat, hoe sneller het gif door je lichaam beweegt.

Kalbiniz ne kadar hızlı atarsa zehir vücudunuzda o kadar hızlı dolaşır.

Hoe sneller je hart slaat... ...hoe sneller het gif door je lichaam beweegt.

Kalbiniz ne kadar hızlı atarsa zehir vücudunuzda o kadar hızlı dolaşır.

Hoe sneller je hart slaat, hoe sneller 't gif door je lichaam gaat.

Kalbiniz ne kadar hızlı atarsa zehir vücudunuzda o kadar hızlı dolaşır.

- Mijn vader is een man van goud.
- Mijn vader heeft een hart van goud.

Babamın altın bir kalbi var.

- Mensen luchten vaak hun hart bij barmannen.
- Mensen vertellen barmannen vaak hun hele levensverhaal.

İnsanlar genellikle içlerini barmenlerinine dökerler .

Sami is een keer in het hoofd en een keer in het hart geschoten.

Sami bir kez kafasından ve bir kez kalbinden vuruldu.

- Wat niet weet, wat niet deert.
- Wat het oog niet ziet, het hart niet deert.

Cehalet mutluluktur.

Laat ons de perfecte misdaad plegen: ik steel jouw hart en jij steelt de mijne.

Mükemmel suç işleyelim: Ben senin kalbini çalacağım ve sen benimkini çalacaksın.

Mary ziet er niet zo erg vriendelijk uit, maar ze heeft het hart op de juiste plaats.

Mary arkadaş canlısı gözükmez ancak iyi kalplidir.

“Soldaten, als ik het bevel geef om te vuren, schiet op het hart”, zei hij tegen het vuurpeloton.

"Askerler, ateş emri verdiğimde yüreğime ateş" dedi.

- Hemel en hel bestaan enkel in de harten van mensen.
- Hemel en hel bestaan alleen in het menselijk hart.

Cennet ve cehennem sadece insanın kalbinde bulunur.

Dit is mijn geheim, het is heel eenvoudig: alleen met het hart kun je goed zien. Het wezenlijke is voor de ogen onzichtbaar.

Verecegim sir çok basit: insan ancak yüregiyle baktigi zaman dogruyu görebilir. Gerçegin mayasi gözle görülmez.