Examples of using "Geur" in a sentence and their turkish translations:
Diliyle koku alıyor.
Bu koku nedir?
Koku katlanılmazdı.
Koku dayanılmaz.
Ağır kokudan mı?
Ben sarımsak kokusundan nefret ediyorum.
Görme, koklama ve ekolokasyon kullanan...
Kokusunu bırakarak gücünü afişe ediyor.
Ağır kokularını etrafa sürerek sınır belirliyorlar.
Zambakların kokusu odayı doldurdu.
Bu çiçek güçlü bir güzel koku verir.
Çamuru kullanacaksam bu kokumu kapatacaktır.
Muhtemelen şimdiye kadar kokumu almıştır!
Çiçekler açınca, tatlı kokuları...
Kanaması var. Kokusu suya yayılıyor.
Sarımsağın kokusunu sevmiyorum.
Kahve kokusu beni uyandırdı.
Uyurken güzel bir çam kokusu alırsınız.
Koku, birkaç yıl önce bir gecenin anılarını geri getirdi.
ağzındaki berbat tat, yanık kokusu, çürümüş balık
Koku, karanlıkta sinyal yollamanın güçlü bir aracı.
O kurt kokumu kilometrelerce öteden alabilir. Muhtemelen şimdiye kadar kokumu almıştır!
Bütün koku yosunda olduğu için köpek balığı yosunu ısırıp koparmaya başladı.
Ama sorun şu ki geri dönmesi gerekiyor. Diğer tarafta, köpek balığı kokusunu tekrar aldı.
Köpek balığının etrafında yüzüp kokusunu aldığını gördüm. "Olamaz, yine aynı kâbusu yaşayacağız."