Examples of using "Café" in a sentence and their turkish translations:
Kafeterya nerede?
Bu kahvehane rahat.
Affedersiniz, kafe nerede?
Köşe başında bir meyhane var.
- Ben onunla bir barda buluştum.
- Onunla bir barda tanıştım.
- Kafede bir fincan kahve içtim.
- Kahvehanede bir fincan kahve içtim.
Bir kafede kahve içiyorum.
Diğeri, bir bomba aldı ve kalabalık bir kafeye gitti.
Burası eşimle ilk buluştuğum kahve dükkanı.
Tom ve Mary bir kafenin terasında buluştular.
Hollanda kenti Maastricht'te 53 tane kilise olması gerekir, ama onlardan bazıları zaten mağaza, kafe ya da müze olarak kullanılır.
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, "Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?"