Translation of "Mannen" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Mannen" in a sentence and their turkish translations:

Mannen,

Arkadaşlar,

- We zijn mannen.
- Wij zijn mannen.

Biz erkeğiz.

Huilen mannen?

Erkekler ağlar mı?

"Alle mannen moeten sterven." "Alle mannen moeten dienen."

"Her insan ölecektir." "Her insan hizmet edecektir."

Mannen moeten werken.

Erkekler çalışmalı.

Mannen zijn varkens.

Erkekler domuzdur.

Mannen huilen niet.

Erkekler asla ağlamaz.

Mannen zijn eenvoudig.

Erkekler basittir.

We zijn mannen.

Biz erkeğiz.

Mannen zijn ontrouw.

Adamlar sadakatsizdir.

Mannen huilen ook.

Erkekler de ağlar.

De mannen komen.

Erkekler geliyor.

Vier mannen zingen.

Dört adam şarkı söylüyor.

Alle mannen zijn ijverig.

Tüm erkekler çalışkandır.

Zelfs mannen huilen soms.

Erkekler bile bazen ağlar.

Ik zag vijf mannen.

Beş adam gördüm.

Duitse mannen zijn seksistisch.

Alman erkekleri cinsiyetçidir.

Echte mannen drinken thee.

Gerçek erkekler çay içerler.

Mannen hebben een adamsappel.

Erkeklerde Adem'in elmaları var.

Mannen zijn allemaal hetzelfde!

Erkeklerin hepsi aynı.

Wie zijn deze mannen?

Bu adamlar kimlerdir?

Alle mannen willen geld.

Bütün insanlar para isterler.

Sommige mannen dragen sieraden.

Bazı erkekler takı takar.

De historische bron van de verkettering van zwarte mannen en blanke mannen

siyah ve beyaz erkeklerin şeytanlaştırılma hikayeleri

Vele mannen stierven op zee.

Birçok erkek denizde öldü.

De twee mannen beschuldigden elkaar.

İki adam birbirini suçladı.

Goddeloze mannen plunderden de tempel.

Dinsiz adamlar tapınağı yağmaladı.

Niet alle mannen zijn wijs.

İnsanların hepsi akıllı değildir.

Telefoons met toiletten voor oude mannen.

Tabii, yaşlılar için tuvaletli bir cep telefonu.

...en vrouwen worden verliefd op mannen.

kadınlar da erkeklere âşık olur.

...hebben mannen meer behoefte aan liefde...

insanın aşka olan ihtiyacı daha da artıyor bence.

Raak niet betrokken met slechte mannen.

Kötü adamlarla uğraşma.

Mannen en vrouwen hebben elkaar nodig.

Erkekler ve kadınların birbirlerine ihtiyaçları vardır.

De mannen zijn aan het lunchen.

Erkekler öğle yemeği yiyor.

Mannen vechten met ijzer om goud.

İnsnlar altın için demirle savaştılar.

We zijn de enige mannen hier.

Buradaki tek erkekleriz.

Vrouwen zijn fysiek zwakker dan mannen.

Kadınlar fiziksel olarak erkeklerden daha güçsüzdür.

Stinkdieren vrezen geen honden, evenmin mannen.

Kokarcalar ne köpeklerden ne de insanlardan korkarlar.

De mannen gaan naar het werk.

Erkekler işe giderler.

- De twee mannen hebben elkaar van man tot man ontmoet.
- De twee mannen hebben elkaar persoonlijk ontmoet.
- De twee mannen hebben een persoonlijk gesprek gehouden.

İki adam yüz yüze görüştüler.

Simpel gezegd, worden mannen verliefd op vrouwen...

Basitçe ifade edeyim, erkekler kadınlara,

Ik hou niet van mannen zoals hij.

Onun gibi insanları sevmem.

De mannen keken Jessie in stilte aan.

İnsanlar sessizce Jessie'ye baktı.

Mannen praten de hele tijd over vrouwen.

Erkekler her zaman kadınlar hakkında konuşur.

Het moreel van deze mannen was uitstekend.

Bu insanların morali mükemmeldi.

De twee mannen streden om haar aandacht.

İki adam onun dikkatini çekmek için yarıştı.

Deze mannen zijn het harde werken gewend.

- Bu adamlar sıkı çalışmaya alışkın.
- Bu adamlar zor işe alışkın.

Er wachten buiten drie mannen op je.

Dışarıda sizi bekleyen üç kişi var.

We zijn mannen. We gaan het verkeerd doen.

Erkeğiz. Mahvedeceğiz.

Commando, waarvoor maar weinig mannen beter geschikt waren.

önemli, bağımsız bir komuta. Suchet, Napolyon'un Waterloo'daki yenilgisine

mannen van goede geboorte, zij die niet vluchten.

iyi doğmuş erkekler, kaçmayanlar.

Vrouwen leven over het algemeen langer dan mannen.

Kadınlar erkeklerden daha uzun yaşama eğilimindedir.

Twee mannen met maskers op, beroofden de bank.

Maskeler takan iki adam bankayı soydu.

Ze moesten driehonderd mannen ontslaan in de fabriek.

Fabrikada 300 adamı kovmak zorunda kaldılar.

Gisteren zijn drie mannen uit de gevangenis ontsnapt.

Dün üç adam hapisten kaçtı.

Over het algemeen lopen mannen sneller dan vrouwen.

Genellikle,erkekler kadınlardan daha hızlı koşar.

Mannen verschillen niet zo heel veel van vrouwen.

- Erkekler kadınlardan çok farklı değiller.
- Erkekler kadınlardan o kadar farklı değiller.

- Alle mensen moeten sterven.
- Alle mannen moeten sterven.

Bütün insanlar ölmeli.

In het algemeen zijn mannen langer dan vrouwen.

Genel olarak konuşursak, erkekler kadınlardan daha uzundur.

Alle mannen in Tom zijn familie zijn kaal.

Tom'un ailesindeki tüm erkekler keldir.

Een paar dozijn mannen, de meesten in het zwart,

Çoğunluğu siyah takımlı erkeklerden oluşan birkaç düzine insan,

Dit zijn de rijkste en machtigste mannen ter wereld,

Bunlar dünyanın en zengin, en güçlü insanları olmalarına rağmen

Het is cool voor mannen om mij te volgen

Erkeksi şeylerden bahsettiğimde

mannen van voren onthoofd, net als in de sage.

ve dahası, destanda olduğu gibi birkaç erkeğin de önden kafaları kesilmişti.

Je zou niet om moeten gaan met zulke mannen.

Öyle adamlarla işbirliği yapmamalısın.

Gewoonlijk zegt men dat vrouwen langer leven dan mannen.

Onlar kadınların genellikle erkeklerden daha uzun yaşadıklarını söylüyorlar.

De politieagent haalde de twee vechtende mannen uit elkaar.

Polis kavga eden iki adamı ayırdı.

Maria houdt niet van mannen die klinken als Tom.

Mary Tom'a benzeyen erkekleri sevmez.

Mijn zoon denkt dat vrouwen sterker dan mannen zijn.

Oğlum kadınların erkeklerden daha güçlü olduklarını düşünüyor.

Het gaat dus niet enkel om mannen die vrouwen bespioneren.

Bu yalnızca erkeklerin kadınlar üzerindeki casusluğu değildi.

Als we terrein winnen op gelijkheid van mannen en vrouwen,

Eğer cinsiyet eşitliğinde başarıya ulaşırsak

Ik ontmoette mannen die tot 's werelds beste spoorvolgers behoren.

Muhtemelen dünyadaki en iyi izcilerden olan bu adamlarla tanıştım.

Ik vraag me af waarom vrouwen langer leven dan mannen.

Niçin kadınların erkeklerden daha uzun yaşadıklarını merak ediyorum.

Mannen hebben een X- en Y-chromosoom; vrouwen twee X'en.

Erkeklerin X ve Y kromozomları vardır; kadınların iki tane X.

Tom Jackson is een van de rijkste mannen in Boston.

Tom Jackson, Boston'un en zengin adamlarından biridir.

Vrouwen vinden mannen leuk die hen zich speciaal laten voelen.

Kadınlar kendilerini özel hissettiren erkekler gibidir.

Als oude man... ...heb ik prostaatproblemen, net als alle oude mannen.

Ben yaşlı olduğum ve her yaşlı gibi prostat sorunu yaşadığım için

Maar de kansen waren gestapeld tegen koning Olaf en zijn mannen.

Ancak olasılıklar Kral Olaf ve adamlarına karşı yığılmıştı.

Wij, mannen, zijn het gewoon om op de vrouwen te wachten.

Biz erkekler kadınları beklemeye alışkınız.

Tom is een van de meest gerespecteerde mannen in onze stad.

Tom şehrimizdeki en saygın insanlardan biridir.

Twee mannen zijn aangehouden in verband met de moord op Tom.

Tom'un öldürülmesiyle ilgili olarak iki adam tutuklandı.

Zestig procent van de volwassen Japanse mannen drinken regelmatig alcoholische dranken.

Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecek içerler.

Waar we echter ook zijn, die emotie is met name van mannen.

Nerede olduğumuza bakmaksızın her nasılsa, duygu cinsiyetli.

Hij kon andere mannen inspireren of pesten tot bovenmenselijke dapperheid en uithoudingsvermogen.

diğer insanlara cesaret ve tahammül gibi insanüstü başarılara ilham verebilir ya da zorbalık yapabilirdi.

De Jomsvikingen waren een legendarische groep Viking-huurlingen ... uitgekozen mannen, gebonden door

büyük bir güç merkeziydi . Jomsvikingler efsanevi bir Viking paralı askerleri grubuydu ... bir onur koduyla

Wist je dat mannen die regelmatig de pil slikken niet zwanger raken?

Sürekli olarak doğum kontrol hapı alan insanların hamile kalmayacaklarını biliyor muydunuz?

Waarom zou men met een vrouw trouwen als men van mannen houdt?

Erkekleri seviyorsan neden bir kadınla evleneceksin?

De patiënten in deze studie bestonden uit dertig mannen en 25 vrouwen.

Bu çalışmadaki hastalar, 30 erkek ve 25 kadından oluşmaktadır.

Ik ben er sterk van overtuigd dat mannen en vrouwen gelijkwaardig zijn.

Ben erkeklerin ve kadınların eşit olduğunu güçlü bir şekilde hissediyorum.