Examples of using "بوجود" in a sentence and their turkish translations:
Aslanların etrafta olduğunu sezebiliyorlar.
Hayaletlerin varlığına inanıyor musunuz?
Doyuracak beş boğaz var.
Hayaletlere inanmadığını sanıyordum.
çünkü içeride bu iki kızın yanında kendimi kaybetmemem mümkün değil.
ve doğru şeyi yapması arasında muallakta olan çok fazla şey var.
Ama yavruları koruyan bunca anne varken...
Bu biraz yangın alarmını duyup,
Fadıl iki kurban daha olduğunu öğrendiğinde şok oldu.
Doyuracak üç büyük boğaz olduğundan anne, aileye yemek bulmakta güçlük çekecektir.
Şehirde çok sayıda evcil hayvan olduğundan seçeneği bol.
Peşinde yavrularla kolay olmuyor. Genç erkek daha çok oyun peşinde gibi.