Examples of using "تؤمن" in a sentence and their turkish translations:
Ekvatora inanıyorsun
Hayaletlerin varlığına inanıyor musunuz?
İnancına yardım etmek zorundaydım.
beceri ya da düşünce olarak kullanıyorum.
buna inanan çok büyük bir grup var üstelik
Hayaletlere inanmadığını sanıyordum.
Ve eğer neye inandığınız
Bana o saçmalığa gerçekten inandığını söyleme.
amaç senin inandığına inanlara satış yapmaktır.