Translation of "الصحيح" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "الصحيح" in a sentence and their turkish translations:

علم الخيار الصحيح.

Doğru seçeneği işaretleyin.

السؤال الصحيح هو بالضبط

doğru soru ise tam olarak şu

تقود تفكيرنا بعيدًا عن الحكم الصحيح.

sistematik bir eğilim olduğunu biliyor olabilirsiniz.

ينبغي أن تميز بين الصحيح والخطأ.

Doğru ve yanlışı ayırt etmelisin.

رجاءً ضع دائرة حول الجواب الصحيح.

Lütfen doğru cevabı daire içine alın.

‫أُخذ أخيراً إلى المستشفى‬ ‫وأُعطي الترياق الصحيح،‬

En sonunda hastaneye götürülüp doğru panzehir verilince,

حتى نقوم بتوصيل المحتوى الصحيح للأشخاص الصحيحة

doğru içerikte doğru insanlarla çalışmak,

هذا هو الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله.

Yapılacak doğru şey bu.

هل من الصحيح أنه أراد الذهاب لألمانيا؟

Ama bu doğru o Almanya'ya gitmek istedi?

هل يمكن أن يكون هذا العنوان الصحيح؟

Bu muhtemelen doğru adres olabilir mi?

لم تحاول حتى ان تفعل الشيء الصحيح

O, doğru şeyi yapmayı bile denemedi.

بوجود أشخاص مثل بول يسمعون ويفعلون الشيء الصحيح.

ve doğru şeyi yapması arasında muallakta olan çok fazla şey var.

ولم يكن المستكشفون فقط الذين قاموا بالشيء الصحيح.

Doğru şeyi yapanlar sadece sondajcılar değildi.

وبذلك بالوقت، شعرت وكأن ذلك كان القرار الصحيح.

O anda, doğru karar gibiydi.

ولكن أصبحت الأمور تتحرك بسرعة في الاتجاه الصحيح.

Ancak her şey hızla doğru yöne ilerliyor.

يا إلهي هذا هو السؤال الصحيح لألف سنة

hay aklınla bin yaşa işte doğru soru bu

لكن للأسف، هذا ليس رد الفعل الصحيح هنا

Ama ne yazık ki, bu o kadar da doğru bir tepki değil.

بينما التركيز على التنمية يجعلنا نسير في الإتجاه الصحيح.

yönelimci odak ise doğru yöne doğru yüzmemizi sağlamaktadır.

- هل ساعتك دقيقة الوقت؟
- هل ساعتك على التوقيت الصحيح؟

Saatinizin doğru mudur?

‫إن استخدمنا هذه العربة وهذا الحبل‬ ‫سيبقياننا في المسار الصحيح.‬

Bu el arabasını ve güzergâhı kullanırsak doğru yolda ilerlememizi sağlayacaklardır.

‫القرار قرارك. أي الطرق الملاحية‬ ‫ستجعلني أتحرك في الاتجاه الصحيح؟‬

Bu karar sizin. Hangi yön bulma metodu bizi doğru tarafa yönlendirecek?

ليبيا تسير في الاتجاه الصحيح. بهذه الكلمات وصف الامين العام

Libya doğru yönde ilerliyor. Bu sözlerle Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri , Cenevre'de beş gün

من العام. كل ذلك بفضل التأسيس الصحيح للدولة والاقتصاد. كما

. Hepsi devletin ve ekonominin doğru kurulması sayesinde. Bugün aynı

تساءل ديما: "أيمكن أن يكون...؟". "هل وجدت "الصائب" الصحيح أخيرًا؟"

" Olabilir miydi...? Dima merak etti. Sonunda doğru Al-Sayib aldım mı?

إذا لم يتم إطلاق المحرك على وجه التحديد للوقت الصحيح ، فقد

Motor tam olarak doğru süre boyunca ateşlenmezse Apollo 8

فمن الصحيح أن نقول أن الاستعداد النفسي مهم في هذا العلاج.

Bu terapide, psikolojik olarak hazır olmanın gerekliliğini söylemek doğru olur.

عاد برنامج أبولو إلى مساره الصحيح ، وستكون خطوته التالية قفزة عملاقة حقًا.

Apollo programı tekrar yoluna girdi ve bir sonraki adımı gerçekten dev bir adım olacaktı.

أنتم لا تجمعون وتولدن الأفكار والآراء حول كيفية جعل الأمر يسير في الاتجاه الصحيح.

İşlerin nasıl yoluna koyulacağına dair düşünce ve fikir üretmiyorsun.

إما أن تحصل على معلومات من الداخل أو تأتي من المستقبل الصحيح كما يقولون

Ya içeriden bilgi alıyor ya da dedikleri doğru gelecekten geliyor