Examples of using "ظننت" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un öldüğünü sandım.
Onu ikna ettiğini sanıyordum.
Belki de öyle olduğunu düşündüm.
Bunun harika bir fikir olduğunu düşündüm.
Tabii çocukluk saflığımla birinden birini seçeceğimi zannettim.
Onlarla bir daha asla konuşmayacağımı düşündüm.
Tom'un kızıl saçları olduğunu düşündüm.
Bunun normal bir ergenlik kaygısı olduğunu sandım
Kendi başarılı işlerim yüzünden orada olduğumu sanıyordum.
İlk başta, balık avlayacağını düşündüm.
Oraya gitmeyeceğimizi düşündüm.
Hayaletlere inanmadığını sanıyordum.
Gelmediğini söylediğini düşündüm.
Mutfakta kimsenin olmadığını düşündüm.
Onun burada olacağını sanıyordum.
O zamanlar bunun zekice bir cevap olduğunu sanıyordum.
Üniversitede görev yapan bir profesör olarak
bunu aşmıştık, işimi kaybedeceğimi düşündüm
çünkü onlar nefretten arınmayı başarabilmişlerse geri kalanımız da
Sana ait olduğumu bilmeni isterim.