Translation of "أشخاص" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "أشخاص" in a sentence and their turkish translations:

"يعيش أشخاص هنا، يعيش أشخاص هنا."

"burada insanlar yaşıyor, burada insanlar yaşıyor."

بالتحديد أشخاص مثلي

Hatta özellike benim gibi

"يعيش أشخاص هنا."

''Burada insanlar yaşıyor.''

أشخاص مثل راميل.

Ramel gibi insanlar.

رأيت أشخاص يتركون زواجهم،

İsteklerine ulaşacaklarına inanmadıkları için

ولكن هناك أشخاص سألوني،

Ama orada insanlar bana,

ألا يوجد أشخاص حولك؟

Sizin de çevrenizde şöyle insanlar yok mu?

حوالي 10 أشخاص ينتظرون.

Yaklaşık 10 kişi bekliyor.

العنصرية خطأ؛ العنصريون أشخاص سيئون.

ırkçılık yanlış, ırkçılar kötü insanlar.

أشخاص موهوبين للغاية، لديهم انتماء،

aşırı yetenekli insanlar, sıralama

لذا حوَّلنا البيوت إلى أشخاص.

Sonra bu evleri insanlara çevirdik.

هذه السيارة تتسع لخمس أشخاص.

Bu araba beş kişi kapasitelidir.

أشخاص وجدوا في مركز حياتهم هم،

kendi hayatının merkezinde olan insanları oynamak istiyordum.

هنا 6 من 7 أشخاص وجدوها

İşte onu bulan 7 kişiden 6 tanesi

هذا بمثابة شخصان من كل خمسة أشخاص.

Bu, 5 insandan 2'si demektir.

وقد سألا أشخاص لمشادته، وعد عدد مرات

bunu izleyip topun takım arkadaşları arasında

اكتشفت قصصاً لا نهائية عن أشخاص صغار

Aramızda kaybolan, aramızda görünmez olan,

وكان هناك حوالي خمس أشخاص في السيارة.

ve arabada beş kişiydiler.

ونحن بالتأكيد يريد جميعنا مساعدة أشخاص آخرين

Elbette hepimiz başka birine,

تُعرّفنا على أشخاص لم نكن نتخيّل لقاءهم،

asla tanışmayı beklemediğimiz insanlarla bizi tanıştırdığını

فستستمر مسألة عدم توظيف أشخاص عديمي الخبرة.

bu, deneyimsiz insanları işe almamak meselesi de sürüp gidecek.

هناك أشخاص وأماكن في جميع أنحاء العالم

Dünyadaki tüm topluluklarda,

ماذا لو قضيناها مع أشخاص لا يشبهوننا؟

niye görünüş olarak bize benzemeyen insanlarla çalışmayalım?

ولكي أُريكم أن مازال هناك أشخاص متعاطفين،

Size dışarıda hâlâ empati sahibi insanlar olduğunu göstermek için

تظنّ الشرطة بأن توم قتل عدة أشخاص.

Polis, Tom'un birkaç kişiyi öldürdüğünü düşünüyor.

كنت أريد التوصل مع أشخاص آخرين يكافحون الاكتئاب.

Depresyonla mücadele eden diğer insanlara ulaşmak istiyordum.

بوجود أشخاص مثل بول يسمعون ويفعلون الشيء الصحيح.

ve doğru şeyi yapması arasında muallakta olan çok fazla şey var.

إلى أشخاص انعزاليين. لأنّ هناك تناقضاً في ذواتنا.

Bireyci olduk çünkü içimizde bir çelişki var.

هناك أشخاص في العمل على أنظمة مثل هذا،

Bunun benzeri sistemlerde çalışan insanlar var

تخيلوا مكانًا يشمل أشخاص من كل الألوان والأعراق.

Tüm renklerden ve ırklardan insanların şirket basamaklarını tırmandığı,

كيف سنحصل على أشخاص جدد للعناية المركزة اليوم

bugün biz yeni yoğun bakımlara nasıl insanları alacağız

وقال: أثناء سيرك بالطريق، يمر أمامك أشخاص، ستصوب

Yolda yürürken, karşından insanlar geliyor, onlardan birini

نحن أشخاص اجتماعيون ونحن فعلًا نهتم بما يفعله الآخرون

Biz sosyal insanlarız, diğer insanların ne yaptığını gerçekten önemsiyor,

كان هناك أوقات، اضطر أشخاص أن يقوموا بعملي بالمنزل،

İnsanların evde yerimi doldurmak zorunda kaldığı zamanlar oldu

يا عزيزي ما سيحدث 3-5 أشخاص قد اجتمعوا

aman canım ne olacak 3-5 insan bir araya gelmiş yapmıştır

ولكن بالتأكيد تم إثراء حياتي من قبل أشخاص آخرين.

ama hayatın kesinlikle diğer insanlar tarafından zenginleşti.

هو الدعم بالنية الحسنة من أشخاص مثلي في 2006

Benim 2006'da yaptığım gibi, insanlardan gelen iyi niyetli destekler,

أن هناك أشخاص سيستمعون إليّ -إذا لا زالوا يستمعون إليّ-

beni dinleyen insanlardan, halâ dinliyorlarsa tabii,

وهي أن الأشخاص خصوصاً المصابين بإعاقات عقلية هم أشخاص طيبون.

hikâye, özellikle zihinsel engelli insanlar iyidir,

كان هناك محتالون و زبالون و أشخاص مهتمون بهذا الفيلم.

düzenbazlar hileciler hurdacılar vardı çıkarcı insanlar vardı yine bu filmde

حُكم على 8 أشخاص من 10 أشهر إلى 10 سنوات

8 kişiye 10 ay ile 10 yıl arasında değişen cezalar verildi

ويطبق جيدًا، ويذهب ويخبر سبعة أشخاص، يكُن له ثواب كبير

anlar, uygular ve gider yedi kişiye anlatırsa büyük sevaptır

كل يوم، ستلقي السلام على عشرة أشخاص لا تعرفهم إطلاقًا."

her gün, hiç ama hiç tanımadığın on kişiye selam vereceksin.''

وأعلم أن هناك أشخاص في الجمهور قد يكون مروا بتجربة كهذا

Biliyorum ki dışarıda ve siz seyircilerin arasında

كنّا 9 رهائن. مقسّمين إلى مجموعات من 3 أشخاص. 3 مجموعات.

Dokuz rehine vardı, üçer kişilik üç grup.

ثم طلبنا من الجميع أن يتجمعوا في مجموعات من ثلاثة أشخاص.

Sonra üçerli grup olmalarını istedik.

و هذه الجهة هي أن تعرض نفسك لكحة أشخاص مصابين بالمرض،

ve bu taraf da bir grup hasta insan tarafından üzerinize öksürülmesiyse

لذلك عندما كنت أجري إلى النافورة، بحثت عن أشخاص يمكنهم الركض معي.

Yani çeşmeye koşarken benimle birlikte koşabilecek insanları aradım.

كان هناك أيضا أقارب مهتمين ذاتيا ، أشخاص مهتمين ذاتيا في هذا الفيلم

yine çıkarcı akrabalar çıkarcı insanlar vardı bu filmde

كان أول ما فعلته هو أن عينت أربعة أشخاص من الخمسة وخمسين شخصًا الأصليين.

İlk yaptığım iş eski 55 çalışandan dördünü işe almak oldu.