Translation of "‫السمك" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "‫السمك" in a sentence and their turkish translations:

‫وآثار السمك...‬

Ya balık izlerinin?

‫السمك بالنسبة للناجين‬

Hayatta kalmak isteyen kişinin

ويتناولون السمك للغداء،

akşam yemekleri balık

يبيعون السمك واللحم.

- Onlar balık ve et satarlar.
- Onlar balık ve et satıyorlar.

السمك رخيص اليوم.

Balık bugün ucuz.

ليس السمك لذيذاً.

Balık lezzetli değil.

يعيش السمك في الماء.

Balıklar suda yaşar.

هل تحب أكل السمك؟

Balık yemekten hoşlanır mısın?

أفضّل اللحم على السمك.

Eti balığa tercih ederim.

أفضل السمك على اللحم.

Balığı ete tercih ederim.

‫لديّ هذا.‬ ‫السمك غير مضمون.‬

Elimde bu var. Balığın ise garantisi yok.

‫حان وقت أكل السمك!‬ ‫نعم!‬

Balık zamanı! Evet.

‫السمك ملئ بالبروتينات الجيدة والطاقة،‬

Balık iyi proteinlerle, iyi enerjiyle doludur

هل تظن أن السمك يسمع؟

Balığın duyabileceğini düşünüyor musun?

أيهما تفضل اللحم أم السمك؟

Hangisini daha çok seversin, et mi yoksa balık mı?

- عادة ما كنا نذهب معا لصيد السمك.
- عادة ما كنت أصاحبه لصيد السمك.

Ben sık sık onunla balık tutmaya gittim.

‫في البداية، ظننت...‬ ‫أنها تصطاد السمك.‬

İlk başta, balık avlayacağını düşündüm.

‫حان الوقت لها لتتعلم السباحة وصيد السمك.‬

Yüzmeyi ve balık yakalamayı öğrenme vakitleri geldi.

لم أقم بصيد السمك منذ وقت طويل

Uzun zamandır balık tutmuyorum.

‫نظر الزقة متكيف مع صيد السمك تحت الماء.‬

Yılanboyun kuşunun görüşü su altında balık avlamaya göredir.

ماذا تقول عن الذهاب معي إلى صيد السمك.

Benimle balığa çıkmaya ne dersin?

ينتشر في الماء , ويغمى عليه في اليابسة . "" السمك "" .

"Suda yayılır, karada bayılır." "Balık."

حوالي 1,4 مليون طن من السمك يتم صيده سنويًا.

her yıl 1,4 milyar kg balık yakalanır.

‫ومصدر طعام كثير من المخلوقات البحرية.‬ ‫من صغار السمك...‬

Aynı zamanda, sayısız deniz canlısının ana yemek kaynağıdır. En ufak balıktan...

‫بعد استزادتها من السمك،‬ ‫حان الوقت لتجفف وتمشط أنفسها.‬

Karınları balıkla doldu, kurulanıp kürklerini fırçalama vakti.

‫هذا حيوان غير اجتماعي بالمرة‬ ‫وها يلعب مع السمك.‬

Buradaysa oldukça antisosyal bir hayvan balıklarla oyun oynuyor.

النهاية لانقراض انواعٍ كثيرةٍ من السمك وبشكلٍ نهائيٍ من

, dünyadaki birçok balığın neslinin tükenmesine yol açacaktır

عندما كنت طفلا، اعتدت أن أذهب لصيد السمك معه.

Bir çocukken, onunla balık tutmaya giderdim.

‫تعلّم هذا الدب أنه يمكن لفرص نجاحه‬ ‫في صيد السمك أن تتضاعف في الظلام.‬

Bu ayı, karanlıkta iki kat daha iyi balık tutabildiğini öğrenmiş.

‫لكنني لم أستطع منع نفسي‬ ‫من التفكير في أنها تلعب مع السمك.‬ ‫نرى اللعب غالبًا بين الحيوانات الاجتماعية.‬

"Balıklarla oyun oynuyor." diye düşünmeden edemedim. Oyun oynama, sosyal hayvanlarda sıkça görülür.