Translation of "​​مسافة" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "​​مسافة" in a sentence and their turkish translations:

ستكون هناك مسافة كبيرة

büyük bir mesafe olacaktır

‫يمكن رؤيتها من مسافة أميال.‬

Bu kilometrelerce öteden görülür.

حسنا ، هناك مسافة وعليهم الصعود

peki, bir mesafe var ve yukarıya tırmanmaları gerekiyor

‫على مسافة 12 متراً هناك، انظر.‬

Sadece 10 metre ilerimizde, bakın.

وتعدّت أطول رحلة مسافة 1500 ميل؛

30 milyon yolculuk yapılmasını sağladı.

‫تفصلها مسافة كبيرة عن مصب النهر.‬

Haliçten iyice uzaklaştı.

‫ما زال الحطام على مسافة كبيرة.‬

Enkaz hâlâ çok uzakta.

‫هناك مسافة كبيرة لتصل إلى الوكر.‬

Yuvasına çok mesafe var.

‫قطعنا مسافة أكبر من أن نتراجع الآن،‬

Pes edemeyecek kadar ilerledik,

يمكن الاتصال به عبر مسافة 60 قدمًا،

bir Bluetooth cihazı ile donatılmış,

‫ولكن لدينا مسافة كبيرة علينا أن نغطيها.‬

Ama katetmemiz gereken çok yol var.

تبعد مسافة عشر دقائق بالسيارة عن هنا.

Yaklaşık on dakikalık sürüş mesafesinde.

‫تسافر ليلًا مسافة 40 كيلومترًا‬ ‫بحثًا عن الطعام.‬

Geceleri 40 kilometreye kadar yol teperek yemek arar.

‫إنها مسافة طويلة للأسفل.‬ ‫حسناً، حانت لحظة الحسم.‬

Aşağısı çok yüksek. Pekâlâ, işte büyük an.

لأنه لا تزال هناك مسافة علينا أن نقطعها.

çünkü hâlâ gitmemiz gereken bir yol var.

‫يمكن لهذا الذئب ‬ ‫أن يشم رائحتي من مسافة أميال.‬

O kurt kokumu kilometrelerce öteden alabilir.

‫هل ترى هذه البحيرة والمحجر بالأسفل؟‬ ‫إنهما على مسافة بعيدة!‬

Gölü ve taş ocağını görüyor musunuz? Oldukça uzak bir mesafe!

‫ما زال أمامي مسافة طويلة أقطعها سيراً‬ ‫من ذلك الاتجاه.‬

Uzun mesafeler yürümem gerekecek, bu tarafa doğru.

لا يمكننا أن نرى فقط لأن العين تمر مسافة الاستشعار

sadece gözün algılama mesafesini geçtiği için göremiyoruz

إذا كنت تتحدث مع صديق من مسافة قريبة، يزداد الخطر،

Eğer bir arkadaşınızla yakın mesafeden konuşuyorsunuz risk yükselir.

تعلمت أن أضع مسافة بيني وبين وجهات النظر التي تحمل الكراهية

ancak kendimi nefret dolu görüşlerden uzaklaştırırken

‫ليس ذلك فحسب.‬ ‫يمكنه قطع مسافة 400 مترًا للعثور على شريك.‬

İyi de eder. Bir eş bulmak için 400 metre yol alması gerekebilir.

كانت هناك مسافة بيننا لسنوات. لذلك هناك نسبة بين الوقت والمسافة

Aramızda yıllarca zaman bir mesafe oluştu. Yani zaman ile mesafe arasında bir orantı var

بعض مناوشي العدو ... أطلقوا النار علي من مسافة قريبة ، واشتاقوا إلي ،

Düşmanın avcılarının bazıları geldi ... Bana boş yere ateş ettiler ve beni özlediler,

هو كيف وصف تقرير عام 2017 ارتفاع مسافة القيادة للاعبين المحترفين.

2017 raporunun profesyonel oyuncular için sürüş mesafesindeki artışı nasıl tanımladığıdır.

من دون أن أضع مسافة بيني وبين الشخص الذي يحمل وجهات النظر تلك.

bu görüşleri sunan insandan kendimi soyutlamamayı öğrendim.

‫ولكنني أعتقد أن الحطام ‬ ‫ما زال على مسافة 5 كم تقريباً جهة الشرق.‬

ama sanırım enkaz dört buçuk kilometre doğuda kalıyor.

‫إنها فقط على مسافة 6 كم إلى الغرب،‬ ‫ولكن لن تكون هذه مهمة سهلة.‬

Yalnızca altı kilometre batıda ama bu bizim için kolay olmayacak.

مع أسطوله الذي يحرس جناحه، وصل الجنرال الروماني إلى مسافة 15 كم من إبرو

Filosu kanatlarını korurken, Romalı general Ebro'nun 15 kilometre kadar yakınına ulaşıyor.

التقى القائدان للمرة الأولى في شمال بوليا، حيث كانا يبعدان مسافة 10 كيلومترات فقط.

İki kumandan ilk kez olarak kuzay Apulia'da karşılaştılar, 10 km uzaklıkta kamplarını kurdular.

وكانت تلك السنة هي السنة التي ارتفع فيها متوسط ​​مسافة القيادة إلى ستة ياردات.

Ve o yıl ortalama sürüş mesafesinin altı metreye kadar yükseldiği yıldı.

اذا رجعنا الان الى الكـــــرة الأرضية ، سترى ان هذا الخط لا يعتبر اقصر مسافة

Eğer aynı hattan geri dönersek, bu hattın en kısa rota olmadığını görürsünüz.

‫ما زالت على مسافة اكثر من 16 كم،‬ ‫في الشمال الشرقي من مسار السلسلة الباردة.‬

15 kilometre ileride, soğuk zincir güzergâhının kuzeydoğusunda.

‫الترحال نهارًا لحديثي الولادة أمر مرهق.‬ ‫يجب أن تقطع أكبر مسافة ممكنة‬ ‫أثناء برودة الجو.‬

Gündüzleri uzun yol gitmek bu yeni doğmuş yavru için çok zor. Hava serinken olabildiğince yol almalılar.

منذ عام 1980 ، ارتفع متوسط ​​مسافة القيادة على PGA Pro Tour أكثر من 30 ياردة.

1980'den beri, PGA Pro Tour'taki ortalama sürüş mesafesi 30 metreden fazla yükseldi.

‫يمكن لهذا الذئب ‬ ‫أن يشم رائحتي من مسافة أميال.‬ ‫ربما تكون رائحتي قد وصلت له بالفعل!‬

O kurt kokumu kilometrelerce öteden alabilir. Muhtemelen şimdiye kadar kokumu almıştır!