Examples of using "وسيلة" in a sentence and their turkish translations:
önlemenin bir yolu ise yok
Buradan geçiş yok.
ve yiyeceğimizin geleceğinin ne olacağını düşünmemize olanak sağlıyor.
onların sesini duymak için harika bir yol.
engellemenin ise zaten bir yolu yok
Sosyo-ekonomik bariyerleri ve Hindistan'daki kast sistemini
Açıkçası, oldukça özelleştirilmiş bir araç.
Yani burası güzel eğlenceli bir mecra
Sizce ısınmanın en hızlı yolu ne?
Güveni yeniden oluşturmanın yolunu bulmak bizim sorumluluğumuz
en önemli sebebi, ebeveynlerimin mirasını onore etmekti.
Bunu geçim yöntemi haline getirmiş youtuberlar da var
Gece çölde bir akrep yakalamanın en iyi yolu nedir?
çocukların tehlikeli durumlarda yapacağı, hatta büyüklerinde,
İkinci hedefi ise Kartaca'nın Iberya üzerinde ki varlığına ne pahasına olursa olsun baskı kurmaktı.
olmadığını anlayana kadar saldırgandan uzaklaşmaya çalışır.
Buradan Tom'un evine gitmek için en iyi yolun hangisi olduğunu düşünüyorsun?
Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.