Translation of "منصب" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "منصب" in a sentence and their turkish translations:

إنه يمثل أعلى منصب ممكن

Mümkün olan en yüksek askeri otoriteyi

وشغل منصب رئيس الأركان في روشامبو ولافاييت ولوكنر.

Rochambeau, Lafayette ve Luckner'da Genelkurmay Başkanı olarak görev yaptı.

"كابكوم" ، وهو منصب يشغله دائمًا زميل رائد فضاء.

, her zaman bir astronot arkadaşının doldurduğu bir pozisyon

ثورة يوليو ، شغل منصب وزير الحرب الإصلاحي ، وثلاث مرات

Temmuz Devrimi'nden sonra reform yapan Savaş Bakanı ve üç kez

إنه يمثل أعلى منصب ممكن للسلطة العسكرية - السلطة التي يرمز

Mümkün olan en yüksek askeri otoriteyi temsil eder - bir mareşalin sopasıyla

كان الأمر صعبا جدّا بالنّسبة لسامي كي يجد منصب شغل.

Sami yeni bir iş bulmanın çok zor olduğunu fark etti.

جدة سيباستيان كانت من أول النساء اللواتي تقلدن منصب قاضية في نافارا.

Sebastian'ın büyük annesi Navarra'da hakimlik görevini üstlenen ilk kadındı.

بالرّغم من أنّ ليلى درست في الجامعة، تحصّلت على منصب شغل كخادمة.

Leyla üniversite eğitimli olmasına rağmen hizmetçi olarak işe başladı.

بعد عامين من تولي مادورو منصب الرئاسة فاز إئتلاف الأحزاب المعارضة المدعو وحدة الطاولة المستديرة الديمقراطية

Seçilmesinden iki yıl sonra, muhalefet partilerinin Koalisyonundan oluşan