Examples of using "مقاومة" in a sentence and their turkish translations:
karşı koymak imkansız
gemiler bu akıntıya karşı koyamıyor
normalde yangına dayanıklı malzemeler bile alev haline geldi.
mimar William Lee tarafından inşa edildi. Binanın içinde çelik içeren
işte bu yüzden yarasanın vücuduna giren virüs çok dirençli bir şekilde karşımıza çıkıyor
Bu durumdayken yapılacak ilk şey, panik hissiyle mücadele etmektir.
Yeni 'Blok II' modelinde yanmaz kablolar ve yanmaz kumaştan yapılmış boşluklar vardı
Nehirleri takip etmenin en büyük sorunu budur. Her zaman en az direncin olduğu yoldan giderler.