Translation of "الرياح" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "الرياح" in a sentence and their turkish translations:

الرياح التجارية.

alize rüzgârlarıyla.

البالون في الرياح،

rüzgarda salınan bir balon gibidir,

بعد الرياح الموسمية،

Musondan sonra,

‫هذه الرياح قوية.‬

Rüzgâr çok güçlü.

دع الرياح ترتطم بوجهي

Rüzgâr yüzüme vursun

‫تخفي الرياح أي صوت.‬

Rüzgâr tüm sesleri boğuyor.

كانت الرياح العاتية تهب.

Vahşi rüzgar esiyordu.

‫تبلغ قوة الرياح حد العاصفة.‬

Rüzgâr şiddetini iyice arttırıyor.

وتتحمل ضغط الرياح والمطر والرطوبة،

metrelerce seyahat edebilmesi gerekir

أوه! تشعرون بنسمة الرياح على وجوهكم.

Oh, yüzünde rüzgârı hissediyorsun,

تغازلُ هذه المباني الرياح في الواقع،

Ve bu binalar gerçekten rüzgârla flört ediyor;

أنه في أي طريق تهب الرياح،

rüzgâr nereye eserse essin

تهب فيه الرياح ، واندفع نحو الإمبراطور.

ve İmparator'a toplandı.

الرياح العنيفة الناتجة عن انفجار الصدمة ،

Darbe patlamasından kaynaklanan şiddetli rüzgar

وهي مشغلة بطاقة الرياح والطاقة الشمسية الآن،

Ve şimdi rüzgar ve güneş enerjisiyle çalışıyor,

لكنها كانت الرياح التي لم نتوقعها من الأساس.

Ancak bu rüzgarlar ilk etapta beklemediğimiz rüzgarlardı.

‫بسبب هذه الرياح، ‬ ‫طرنا بعيداً 6 كيلومترات غرب الحطام.‬

Rüzgâr sayesinde, enkazın altı kilometre batısına savrulduk.

ان ناطحة السحاب تلك ستكون قادرةً على الرياح القوية

, ardından her an meydana gelebilecek depremleri yerleştirebilecek.

البناء. ليكون وزن المبنى اكبر ويتمكن من مقاومة الرياح القوية.

mimar William Lee tarafından inşa edildi. Binanın içinde çelik içeren

‫أنا في المأوى، بعيداً عن الرياح،‬ ‫وبعيداً عن أي طقس سيئ‬

Sığınaktayım, rüzgâr almıyorum, kötü havadan korunuyorum

أعتقد أنه سيكون من المفيد الانحناء في أي اتجاه تهب الرياح.

rüzgar ne yönden eserse o yöne eğilmekte fayda vardır diye düşünüyorum

‫ولفقدانها القدرة على السمع بسبب الرياح،‬ ‫عليها الاعتماد على رؤيتها الليلية المميزة.‬

Rüzgâr yüzünden ses duyamadığından sıra dışı gece görüşüne sarılmalı.

مع أن الرياح لم تكن قوية، وصل عدد قليل من الجزيئات للقميص عندما كان في الخارج،

Hava rüzgarlı olmasa bile, dışarıdayken daha az parçacık tişörtüne ulaştı.